Gazeteci, Araştırmacı: MESUT HARAY

Tarih: 03.08.2025 12:39

İran-Azerbaycan İlişkilerinde Pezeşkiyan Dönemi: Zengezur Düğümünde Yeni Satranç

Facebook Twitter Linked-in

İran-Azerbaycan İlişkilerinde Pezeşkiyan Dönemi: Zengezur Düğümünde Yeni Satranç

 

İran’ın yeni Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın Azerbaycan ile ilişkilere dair verdiği olumlu mesajlar, sadece iki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler açısından değil, İran’ın iç siyasi dengeleri ve bölgesel stratejik pozisyonu açısından da dikkatle değerlendirilmelidir. Bu araştırma, Pezeşkiyan’ın açıklamalarını esas alarak İran-Azerbaycan ilişkilerini, Zengezur Koridoru bağlamını ve İran-Türkiye-Rusya üçgeninde Kafkasya’daki stratejik dönüşümleri derinlemesine analiz etmektedir.

 Pezeşkiyan’ın Açıklamaları ve Dış Politika Sinyalleri

Zencan’da yaptığı açıklamada Pezeşkiyan, Azerbaycan’a yönelik dostane ifadeler kullanmış; “Azerbaycan bizim akrabamızdır” diyerek, geçmiş yönetimlerin bu ülkeyle ilişkileri yeterince önemsemediğini ima etmiştir. İsrail-Azerbaycan ilişkilerine atıfla, “Onlar ilişki kurabiliyor da biz neden kuramıyoruz?” sorusunu yönelten Pezeşkiyan, Tahran’ın diplomatik hatalarını kabul eden bir üslupla konuşmuştur. Bu söylem, yalnızca taktiksel bir manevra değil, aynı zamanda İran iç siyasetinde derin yankılar uyandıran stratejik bir yönelim değişikliği sinyali olarak da okunabilir.

Bu açıklamalar, özellikle 2020 Karabağ Savaşı sonrası sertleşen İran-Azerbaycan ilişkileri bağlamında değerlendirildiğinde, Pezeşkiyan’ın dış politikada daha pragmatik ve yapıcı bir çizgi izlemek istediği yönündeki işaretleri güçlendirmektedir. Ancak bu tutumun, İran’ın iç yapısındaki güvenlikçi ve ideolojik kanatlar tarafından nasıl karşılandığı kritik bir mesele olarak karşımızda durmaktadır.

 

III. Zengezur Koridoru ve Jeopolitik Satranç

Zengezur Koridoru, Azerbaycan ile Nahçıvan’ı doğrudan birbirine bağlamayı hedefleyen bir projedir. Bu koridorun açılması, Türkiye ile Türk dünyasının fiziksel bağlantısının sağlanması anlamına geldiğinden, Ankara açısından stratejik önemdedir. Azerbaycan içinse hem toprak bütünlüğünün tesisi hem de enerji ve ulaşım hatlarının güvenliği açısından yaşamsal bir meseledir.

İran ise bu koridora kategorik olarak karşı çıkmaktadır. Çünkü:

Pezeşkiyan’ın yumuşak söylemlerine rağmen, İran devleti açısından Zengezur Koridoru hâlâ bir güvenlik tehdidi olarak algılanmaktadır. Bu noktada Pezeşkiyan’ın söylemi ile devletin kurumsal refleksi arasındaki çelişki netleşmektedir. Pezeşkiyan, bu koridora karşı doğrudan bir karşı duruş sergilemek yerine, Azerbaycan ile ilişkileri geliştirerek süreci içeriden yönetme stratejisi izleyebilir.

 

IV. İran İç Siyasetinde Pezeşkiyan’ın Dönüştürücü Potansiyeli ve Farsçı Direnç

Pezeşkiyan’ın Azerbaycan’a yönelik açıklamaları, özellikle İran’daki Farsçı-muhafazakâr çevrelerde ciddi rahatsızlık yaratmıştır. Devrim Muhafızları ve devletin ideolojik omurgasını oluşturan güvenlik kurumları, Azerbaycan’la yakınlaşmayı İran’ın milli güvenliği açısından tehdit olarak görmektedir. Bu çevreler, Pezeşkiyan’ın söylemini “millî kimlikten taviz” ve “Türk kimliğinin meşrulaştırılması” olarak algılamaktadır.

Pezeşkiyan’ın Güney Azerbaycanlı olması ve geçmişte Türk kimliğine sahip çıkması, bu tepkileri daha da şiddetlendirmektedir. Bu bağlamda, Pezeşkiyan’ın açıklamaları bir dış politika mesajı olmanın ötesine geçmekte ve iç politik bir meydan okuma halini almaktadır. Eğer bu çizgide ısrarcı olursa, İran’da hem mezhep temelli hem de etno-milliyetçi bir karşı bloklaşmayı tetikleyebilir.

 

V. Türkiye ve Rusya Açısından Stratejik Okumalar

Türkiye:

Türkiye için Zengezur Koridoru sadece Azerbaycan’a destek anlamına gelmiyor; aynı zamanda Türk Devletleri Teşkilatı vizyonunun ana omurgasını oluşturuyor. Pezeşkiyan’ın yumuşama mesajları, Ankara’da temkinli iyimserlikle karşılanmakta. Ancak İran’ın kurumsal yapısı ve Devrim Muhafızları’nın gücü göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye bu mesajları somut adımlar izlemeyene kadar stratejik hedeflerinden sapmayacaktır.

Rusya:

Ukrayna Savaşı ile birlikte zayıflayan Rusya, Kafkasya’da eski gücünü sürdürememektedir. İran-Türkiye rekabeti bu boşluğu doldurmak üzere şekillenmektedir. Rusya açısından Pezeşkiyan’ın açıklamaları, Azerbaycan ile İran arasındaki ilişkilerin normalleşmesi ihtimali açısından olumlu olabilir; ancak Türk dünyasının güçlenmesi Moskova’yı rahatsız etmektedir.

 

VI. Azerbaycan’ın Beklentileri ve Güney Azerbaycan Gerçeği

Azerbaycan, İran’dan sadece diplomatik sıcaklık değil, somut adımlar beklemektedir. Bunlar arasında:

Pezeşkiyan bu adımları atmazsa, sadece söylem düzeyinde kalan bir açılımın Azerbaycan nezdinde güven uyandırmayacağı açıktır. Üstelik Güney Azerbaycan’da da halk nezdinde beklentiler yükselmişken, geri adımın sosyal gerilime neden olma ihtimali vardır.

 

VII. SONUÇ: Pezeşkiyan Döneminde Satranç Tahtasında Yeni Hamleler

Pezeşkiyan’ın Azerbaycan’a yönelik açıklamaları, hem iç siyasette hem dış politikada yeni bir hamlenin habercisidir. Ancak bu hamlenin kalıcı ve dönüştürücü olabilmesi için:

Pezeşkiyan’ın söylemleri eğer eyleme dönüşürse, İran’ın bölge politikalarında önemli bir paradigma değişimi yaşanabilir. Ancak eyleme dönüşmeyen her “barışçıl söylem”, hem içerideki muhalefeti körükleyecek hem de Azerbaycan gibi bölge ülkelerinde “samimiyet krizi” yaratacaktır. Bu nedenle, Pezeşkiyan’ın diplomatik jestleri, bölgesel satranç tahtasında stratejik bir hamleye dönüştürülemezse, söylem düzeyinde kalan bir açılım olarak tarihe karışabilir.

 

#Barinajans #HandOffGaza #SahteDiplomalarıAçıklayın #Bitget #EmniyetHakkınıİstiyor #Nadidi #Demokrasi Komisyonu #TOWNS #AlpaslanHocaHedefte #Halı #Affet Türkiyem #Selçuk Alagöz #pragmatist #Geleceğimiz Çalındı #Sahte #2024 KPSS #Ak Parti #haberler #keremaktuerkoğlu #Anadolu #Ndidi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —