8
Hesaplamalara göre 100 yıl sonra nüfusumuzun 35 milyona kadar gerileyeceği öngörülüyor.
Şu an Avrupa’nın yaşadığı, yaşlı nüfusun genç nüfustan fazla olması hastalığının bizi de bulacağını düşünürsek, bu azalmadan kaynaklı dile getirilen endişeler, rakamlara ve istatistiklere bakıldığında haksız bir kaygı değil!
Konuyu farklı bir açıdan, nitelik ve nicelik üzerinden açıklamaya çalışacağım.
Bu açıklamayı yaparken öncelikle terimlerin anlamını hatırlatmakta fayda görüyorum:
Bir ülke ve toplum olarak;
Nicelik, sayısal ifadeyi;
Nitelik ise bu sayısal ifadenin kalitesini, profesyonel yeterliliğini ifade eder.
Nüfus bağlamında nitelik ile nicelik ilişkisine baktığımızda, aralarında garip bir orantı olduğu görülür.
Buna en çarpıcı örnek, kadın ve erkek nüfusu arasındaki dengedir.
Ülkedeki kadın ve erkek nüfusu genellikle %50’ye yakın bir orandadır.
Tarihe baktığımızda ise bu dengeyi bozan en büyük faktör, kadınlardan çok erkek ölümlerine yol açan savaşlar olmuştur.
Daha ilginç bir örnek vermek gerekirse:
Bir ülke nüfusunun yaklaşık %2’sini “üstün zekâlı” olarak nitelendirdiğimiz bireyler oluşturur.
Peki, özürlü ya da özel eğitime muhtaç bireylerin oranı kaçtır dersiniz? O da yine yaklaşık %2’dir.
Ne kadar ilginç bir matematiksel orantı değil mi? Dahası, bu oran hemen hemen bütün ülkelerde aynıdır.
Bilimde ve teknolojide gelişmeleri sağlayan kesim, bu üstün zekâlı bireylerdir. Dolayısıyla nüfus ne kadar fazla olursa, üstün zekâlı insan sayısı da orantılı olarak artar ki bu da teknolojik gelişimi beraberinde getirir. Geri kalan %96’lık kısım ise normal zekâ seviyesine sahiptir. Nüfus ne kadar artarsa, bu %96’lık kısmın da sayısı artar. Yani nicelik arttıkça, nitelik de artar.
Örnek olarak, teknoloji ve ekonomide dünya çapında söz sahibi olan Çin’i ele alalım.
Çin’in nüfusu 1 milyar 416 milyon.
Mühendis sayısı 18 milyon. Eğitim gören mühendis adayı 6-7 milyon dolaylarında.
Doktor sayısı 4 milyon 430 bin iken doktor adayı sayısı ise bilinmiyor.
Şimdi nüfusa oranladığınızda yine garip bir şekilde %2 civarında bir oranla karşılaşıyorsunuz.
Peki, geri kalan %96’ya sözümüz yok mu?
Elbette var!
Bir ülkenin her alanda yetişmiş nitelikli insan gücüne ihtiyacı olduğu kesin.
Eğer ülkenizde nitelikli insan yoksa tarihte de görüldüğü gibi, onları başka ülkelerden temin edersiniz. Bu durum da ülkenizin demografik yapısını, kültürünüz dâhil sizi siz yapan değerleri kısa vadede onarılamaz ve geri dönülmez şekilde bozar.
Nüfus artış hızının tehlikeli biçimde düşmesini engellemek için pek çok uygulama devreye sokulsa ve destekleyici öneriler duyulsa da, ben bunları iyi niyetli girişimler olarak görmeme rağmen sorunu kalıcı ve yeterli şekilde çözebilecek uygulamalar olarak değerlendirmiyorum.
Ayrıca çok zengin bir devlet olduğumuz gerçeğini de düşünürsek, bunların devlete maliyeti de ayrı bir yük olacaktır.
Yazıyı daha fazla uzatmamak ve kafa karıştırmamak adına, kendi önerimi bir sonraki yazımda paylaşacağım.
Sabrınıza teşekkür eder; sağlık ve huzur diler, saygılarımı sunarım.
Hasan Barın
#TürkiyeNüfusu #NüfusArtışHızı #Demografi #NitelikVeNicelik #YaşlananNüfus #ÜstünZeka #BeyinGöçü #EğitimVeTeknoloji #GelecekNesiller #DemografikTuzak
#Barinajans #Barınajans #kizilcikşerbeti #AK Parti #Kırmızı #Yusuf Tekin #Beykoz #Arda Güler #Vali #SumuduSavun #Orkun #BenceOsmanlı #Sergen Yalçın #Abraham #Hakem #ultAslanUNI #Halil İnalcık #Penaltı #Recep Uçar #HastaTutukluluk İşkencedir #Rafayı