Bu mahkeme görünmezdir, ancak herhangi bir yasal mahkemeden daha katıdır; çünkü insanın eylemlerini açık ya da gizli, içsel ilkeler ve değerler temelinde yargılar.
Vicdan Mahkemesi Tanımı:
Vicdan mahkemesi, insanın aynı anda hem yargıç, hem sanık, hem de tanık olduğu bir zihinsel ve ahlaki süreçtir.
Dışsal yasalara dayanmaz, bireyin kendi ilkelerine ve kişisel değerlerine dayanır.
İnsanları, herhangi bir insan ya da yasal gözetim olmasa bile sorgular.
Vicdan Mahkemesinin Unsurları:
Maddi bir mahkeme olmasa da, herhangi bir yargı sistemindeki gibi belirgin unsurlara sahiptir:
Yargıç:
Vicdanın kendisidir. Eylemleri ahlaki değerlere göre yargılar.
Sanık:
Eylemi gerçekleştiren ya da yapmayı düşünen kişidir.
Tanıklar:
Kişisel deneyimler, anılar ve bireyin bilincinde kökleşmiş değerlerdir.
Kanunlar:
Yazılı değildir; dürüstlük, adalet, sadakat ve doğruluk gibi ilkelerden oluşur.
Karar:
Suçluluk duygusu, vicdan azabı, iç huzur ya da psikolojik tatmin.
Vicdan Mahkemesinin Özellikleri:
Sürekli İşler:
İnsan hayatının her anında aktiftir.
Taviz Vermez:
Kolayca susturulamaz ya da manipüle edilemez.
Son Derece Katıdır:
En ufak hatalar bile içsel bir çatışmaya neden olabilir.
Öz Farkındalıkla Bağlantılıdır:
Kişi, kendini ne kadar çok tanırsa vicdan mahkemesi o kadar katı hale gelir.
Bağımsızdır:
Dış otoriteden ya da toplumsal normlardan etkilenmez, yalnızca bireyin içsel gerçekleriyle ilgilenir.
Vicdan Mahkemesinin Davranış Üzerindeki Etkisi:
İyilik Yapmaya Teşvik Eder:
Dışsal bir denetim olmaksızın doğruyu yapmayı sağlar.
Hatalardan Kaçınmayı Sağlar:
Ahlaki olmayan bir eylemden önce kişiyi düşündürür.
Vicdan Azabı:
Yanlış bir eylem yapıldığında suçluluk hissi yaratır.
Psikolojik Denge:
Kişi, kendi değerlerine uygun davrandığında iç huzuru sağlar.
Günlük Hayatta Vicdan Mahkemesi:
Bir çalışan, denetim olmamasına rağmen, rüşveti reddeder çünkü bu, prensiplerine aykırıdır.
Bir politikacı hata yapar ama güçlü bir vicdana sahip olmadığı için pişmanlık duymaz.
Bir kişi, kimse bilmeden bir yoksula yardım eder ve bu eylemden içsel bir memnuniyet duyar.
Felsefede Vicdan Mahkemesi:
Immanuel Kant:
Vicdanın, insan eylemlerini yönlendiren bir içsel ahlak yasası olduğunu savunur.
Sokrates:
İnsanları kötülükten alıkoyan, yasalar olmasa bile bireyi doğruya yönlendiren içsel sesin öneminden bahseder.
Jean-Jacques Rousseau:
Vicdanı, insanı doğuştan gelen iyiliğe yönlendiren doğanın sesi olarak tanımlar.
Vicdan Mahkemesi ve Siyaset:
Siyasette birçok politikacı, iktidar hırsı ya da kişisel çıkarlar nedeniyle vicdan mahkemesini devre dışı bırakabilir.
Vicdanına kulak veren bir politikacı, kendi çıkarına ters düşse bile ahlaki kararlar alır.
Vicdan mahkemesinin zayıflığı, yolsuzluğa yol açar çünkü kişi, gücü kötüye kullandığında suçluluk hissetmez.
Neden Bazı İnsanlar Vicdan Mahkemesini Görmezden Gelir?
Kişisel Çıkarlar:
Değerlerle çıkarlar çatıştığında.
Hırs ve Açgözlülük:
Vicdanı susturabilir.
Bozuk Bir Çevre:
Değerlerin teşvik edilmediği bir ortamda yaşamak vicdanı zayıflatabilir.
Hatalara Alışkanlık:
Sürekli hata yapıp sonuçlarına katlanmamak, vicdanı duyarsızlaştırır.
Vicdan Mahkemesi, dışarıdan bir hakime, tanıklara ya da yazılı kurallara ihtiyaç duymayan bir mahkemedir. Ancak en adil ve en doğru olanıdır; çünkü insanı kendisiyle yüzleştirir.
Dünyanın mahkemelerinden kaçabiliriz, ancak vicdan mahkemesinden asla kaçamayız.
Vicdan, insanın derinliklerinde kapalı kapılara ihtiyaç duymadan işleyen bir mahkemedir.