14048,39%0,46
42,61% 0,05
50,13% 0,58
5811,61% 0,33
9291,43% -0,01
8 Aralık Suriye Hürriyet Günü, yalnızca bir takvim tarihinden ibaret değildir; bir halkın yıllara yayılan baskı düzenine, siyasal sindirme mekanizmalarına ve ağır insan hakları ihlallerine karşı verdikleri onurlu mücadelenin kolektif hafızadaki sembolik karşılığıdır. Esad rejiminin uzun yıllar boyunca uyguladığı politikalar, Suriye’nin toplumsal dokusunu zedelemiş, siyasal alanı daraltmış ve bireysel özgürlükleri büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır. Bununla birlikte Suriye halkı, tüm bu karanlığa rağmen özgürlük idealinden, kendi kaderini tayin etme hakkından ve onurlu bir gelecek arzusundan asla vazgeçmemiştir.
Bu bağlamda 8 Aralık Hürriyet Günü, hem duygusal hem de tarihsel açıdan kritik bir dönüm noktasıdır. Bu gün, Suriye halkının yaşadığı derin acılara rağmen gösterdiği direnç kapasitesini, sosyo-politik varoluş mücadelesini ve toplumsal dayanıklılığını görünür kılmaktadır.
Karanlığın İçinden Doğan Bir Umut: 8 Aralık’ın Tarihsel ve Sosyolojik Arka Planı
Suriye’de uzun süre hâkim olan otoriter yönetim, toplumu korku ve kontrol mekanizmalarıyla şekillendirmeyi amaçlamış; siyasal katılım, ifade özgürlüğü ve temel haklar ciddi biçimde sınırlandırılmıştır. Bu koşullar altında Suriyeliler, büyük ekonomik çöküş, yaygın yoksulluk, işsizlik, zorunlu göçler ve güvenlik tehditleriyle eş zamanlı olarak mücadele etmek zorunda kalmıştır.

Yaşanan savaş, ülkenin demografik yapısını değiştirmiş, toplumsal dayanışma ağlarını kırılgan hâle getirmiş ve milyonlarca insanın hayatında onarılamaz izler bırakmıştır.
Ancak bu yoğun travma ortamı, paradoksal biçimde, kolektif bir direniş bilincinin de filizlenmesine zemin hazırlamıştır. Suriye halkı, tüm baskı ve yıkıma rağmen kimliğini, onurunu ve özgürlük talebini yeniden tanımlayarak tarih sahnesine güçlü bir şekilde dönmüştür. 8 Aralık Devrimi, işte bu bağlamda, bir “toplumsal yeniden doğuşun” sembolüdür.
Direnişin Bedeli: Şehitler, Kayıplar ve Toplumsal Hafıza
Devrik rejimin güçleri ile terör örgütlerinin saldırıları sonucunda hayatını kaybeden binlerce Suriyeli, bu mücadelenin en ağır bedelini ödeyen isimleridir. Onların fedakârlığı, Suriye toplumunun kolektif hafızasında özgürlük arayışının temel taşları hâline gelmiştir.
Bu bağlamda 8 Aralık, yalnızca bir kutlama günü değil; aynı zamanda yas, hatırlama, onurlandırma ve geleceğe dair sorumluluk bilincinin güçlendiği bir an mahiyetindedir. Şehitlerin bıraktığı miras, özgürlük için ödenen bedelin büyüklüğünü hatırlatırken, yeni nesillere de bir direniş ahlakı ve toplumsal sorumluluk duygusu bırakmaktadır.
Yeni Dönemin Başlangıcı: Yeniden İnşa, Toplumsal Barış ve Siyasal Umut
8 Aralık 2024 sonrasında geçen bir yıl, Suriye halkının kırılgan ama kararlı adımlarla yeniden yapılanmaya yöneldiği bir dönem olarak değerlendirilmelidir. Bu süreçte:
• toplumsal barışın tesisi,
• kurumların yeniden işler hâle getirilmesi,
• farklı toplumsal ve etnik kesimlerin aynı çatı altında bir araya gelebilmesi,
• siyasal temsiliyetin güçlendirilmesi
gibi hedefler doğrultusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Her ne kadar süreç zorluklarla örülü olsa da halkın iradesi, bu yeni dönemin temel güvencesi olmayı sürdürmektedir.
Türkiye’nin Yaklaşımı: Destek, Dayanışma ve Bölgesel İstikrar Vizyonu
Türkiye, Suriye halkının özgürlük mücadelesini yakından takip eden ve bu mücadele boyunca siyasi, insani ve diplomatik düzeyde çok boyutlu destek sağlayan ülkelerin başında yer almıştır. 8 Aralık Hürriyet Günü vesilesiyle Türkiye’nin ilettiği kalbî selam ve dayanışma mesajları, bu desteğin sürekliliğini vurgulamaktadır.

Türkiye’nin yaklaşımı şu ilkeler üzerine inşa edilmiştir:
• Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması,
• tüm kesimleri içine alan bir toplumsal barışın inşası,
• terör unsurlarının bertaraf edilmesi,
• bölgesel huzurun ve istikrarın güçlendirilmesi.
Bu perspektif, hem Suriye’nin geleceği hem de bölgenin genel güvenlik mimarisi açısından önem arz etmektedir.
Acıdan Umuda, Yıkımdan Yeniden Doğuşa Uzanan Yol
Suriye halkının yaşadığı süreç, modern tarih literatüründe incelenen en ağır insani krizlerden biri olarak kayda geçmiştir. Buna rağmen Suriyeliler, kara bulutların ardında saklı duran özgürlük umudunu canlı tutmuş; acılarını bir dayanışma ve yeniden inşa enerjisine dönüştürmeyi başarmıştır.
8 Aralık Hürriyet Günü, bu nedenle yalnızca bir yıl dönümü değil; karanlıktan aydınlığa uzanan kolektif bir yürüyüşün sembolüdür. Bu sembol, geçmişin acılarını unutmadan geleceğe dair daha güçlü bir toplumsal irade ortaya koymanın adıdır.
Genellikle Suriye halkının ve özelliklede Suriye Türkmenlerinin Suriye Türkmenlerinin 8 Aralık Hürriyet Günü bir kez daha kutlu olsun. Bu direniş hikâyesi, sadece Suriye için değil; özgürlüğün, insan onurunun ve toplumsal dayanışmanın evrensel değerlerine inanan herkes için ilham kaynağı olmayı sürdürecektir.
#MertHakanYandaş #KONTR #nasıltutacak #BJKvGFK #EmreAlbayrak #EmadderKademeDiyor # #MetehanBaltacı #Sergen #Beşiktaş #Suriye #Orkun #KayaÇilongiroğlu #Slot #Abraham