10904,98%0,32
40,89% 0,06
47,80% -0,11
4404,53% 0,49
7064,96% 0,12
Dostum Elçin Aslangil'in Azerbaycan-oxu.az'da yayınlanan yazısını okuyunca çok duygulandım. Arayıp yayın için müsade istedim. Beni kırmadı, kırmaz da; Elçin Aslangil'in oxu.az'daki yazısını aynen yayınlıyorum.
Bakü'den İstanbul'a kadar uzanıyor içimdeki acı. Kollarım toprağa düştü. Ellerim, Bakü'nün toprağını okşuyor. Ellerim Bakü'deki toprağı okşadıkça; zulüm zulüm ağlıyor İstanbul, Ankara, Gence, Nahçivan, İzmir, Anadolu. Türkiye'den şehit haberleri geldiğinde hep böyle oluyor. Kollarım o tabutlara sarılamayınca yüreğim yetim kalıyor...
Madene benzeyen bir arazi yapısı, metan gazının zehirli sessizliği ve kalplerinde taşıdıkları asker arkadaşlarına duyulan büyük sorumluluk... Hepsi bir araya geldi ve kahramanlarımızı toprağın derinliklerinde aramızdan aldı. Onlar için o iniş bir görevdi; ama bizim için bir insanlık dersiydi.
Beş Mehmetçik ve bir üsteğmen… Altı yürek, bir milletin yüz akı oldular. Belki bir taşın altına gömüldüler ama isimleri tarihe kazındı. Sessizce gittiler; ama sesleri kıyamete dek yankılanacak.
Her kes ölür mü? Ölmez kardeşim, ölmez! Bazıları şehit olur…
Bazı insanlar yaşarken unutulmazlar. Ama asıl izlerini, öldükten sonra bırakırlar. Böyleleri bir milletin alnındaki onur nişanıdır. Bu yazıda sadece birer asker değil; yüreğiyle yaşayan, hayatı boyunca başkalarının yükünü omuzlamış iki kahramandan söz edeceğim: Sebuhi Ehmedov ve Özkan Özkanlı.
Sebuhi Ehmedov, Azerbaycan'da yetimhanede büyümüş, hayatın yükünü daha çocukken omuzlamış bir yiğitti. Karabağ'da şehit olduğunda, belki ardında kalan bir ailesi yoktu ama onu uğurlayan bir millet vardı.
Cenazesi yaşadığı sokağa getirildiğinde herkesin yüreği burkulmuştu. Komşu bir kadın, tabutun başına gelip şöyle seslenmişti:
"Komşular, gelin komşular! Bu şehidin annesi, babası biziz artık!"
Bu söz bir milletin vicdanıydı. O gün herkes Sebuhi'nin annesi, babası, kardeşi oldu. Çünkü o yalnız ölmemişti; bir milletin yüreğinde yaşamaya devam ediyordu.
Belki de, o dönemlerde, iki gün önce şehit olan Özkan Özkanlı bu haberi duysaydı; asker maaşı ile burs verdiği yetim çocuklara sarılıp ağlayacaktı. Belki de, ağlamıştı...
Türkiye'de, henüz iki gün önce şehit olan Özkan Özkanlı'nın ardında bıraktığı en büyük miras sadece görevine sadakat değil; insanlığa duyduğu sevgi oldu. Kimsesiz çocuklara maaşından burs veriyordu. Yani o da bir başka yetim çocuğun elinden tutan, geleceğine ışık olanlardandı.
Belki Sebuhi'nin yetim büyüdüğünü duymuş olsaydı; bir asker olarak değil, bir kardeş gibi onun yanında olurdu. Belki de aynı sokakta, aynı duanın içinde buluşurlardı. Ölüm onları ayrı yerlerde yakaladı, ama aynı yolda birleştirdi: insanlık, merhamet ve vatan sevgisi.
Aynı sokak, aynı toprak, aynı vatan. İki şehit, tek yürek, bir milletin vicdanı…
Kimi yetim büyüdü, kimi yetime kol kanat gerdi ve sonunda ikisi de, vatan uğruna toprağa düştü.
Bakü'den İstanbul'a kadar uzanıyor içimdeki acı. Kollarım toprağa düştü. Ellerim, Bakü'nün toprağını okşuyor. Ellerim Bakü'deki toprağı okşadıkça; zulüm zulüm ağlıyor İstanbul, Ankara, Gence, Nahçivan, İzmir, Anadolu. Yani, Vatan!
Başımız sağ olsun...
#Elçin Aslangil
#Şehit #Bakü #İstanbul
#Recep Tayyip Erdoğan #fetö #PSGREAL #RealMadrid #EmniyetiDuyanVarmı #Petrol #Vini #Paris #Realin #Yeni #Suriye #Halkın #Yargı #Vakit48 DevletAffi #Seçim #Erken #Mansur #GalaxyAl #İklim #Yerli #Grok