• BIST 100

    14155,46%0,76
  • DOLAR

    42,69% 0,23
  • EURO

    50,15% 0,06
  • GRAM ALTIN

    5897,70% 0,71
  • Ç. ALTIN

    9533,17% 2,62

Türk Dünyasının Ortak Müziği

Dünden kalanlar ve yarına taşıyacaklarımız

14.08.2025 21:20:00 0
Türk Dünyasının Ortak Müziği

 

Azerbaycan Cumhuriyeti Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın 2025 yılı orta ölçekli hibe yarışmasının kazananı olan “Orta Asya ve Güney Kafkasya İfade Özgürlüğü Ağı” Kamu Birliği (CASCFEN), “Türk Dünyası: Ortak Miras’tan Ortak Geleceğe Doğru” adlı projesini hayata geçirmeye devam etmektedir. 

Proje, çağdaş dönemde Türk dünyasında bütünleşmenin daha da derinleşmesi yönünde atılan adımlara destek mahiyetindedir. Projenin amacı, Türk dünyasında bu yöndə atılan adımları, ortak mirasımızla ilgili tarihsel gerçekleri Türk dünyasına, özellikle çocuklara, gençlere ve genç yetişkinlere aktarmaktır. Proje kapsamında birçok faaliyetin gerçekleştirilmesi, ayrıca konuya ilişkin olarak Türkiye, Azerbaycan ve diğer Türk devletlerinden uzmanların görüşlerine dayanan 12 makalenin hazırlanması öngörülmektedir. Bu yazımızda, Türk dünyasında önemli bir yere sahip olan ve ortak değer niteliği taşıyan müzik konusunu ele alacağız. 


Bu bağlamdan, Üzeyir Hacıbeyli adına Bakü Müzik Akademisi’nin “Azerbaycan sözlü profesyonel müziğinin araştırılması ve yeni yönleri: organoloji ve akustik” bilimsel araştırma laboratuvarının kıdemli araştırmacısı, sanat bilimleri alanında felsefe doktoru, doçent Rauf Behmenli ve Kazakistan Türk Halkları Edebî İlişkileri Geliştirme Vakfı Başkanı, DGTYB Kazakistan temsilcisi, yazar-publisist Erkinbek Serikbay ile gerçekleştirdik.

Türk Halkları En Eski Dönemlerden Bu Yana Müziğe Büyük Önem Vermiştir

Öncelikle belirtelim ki, Türk halkları tarih boyunca müziğe büyük değer vermişlerdir. Tarihî kaynaklardan da anlaşıldığı üzere, Hun, Uygur, Göktürk, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde yaratılan müzik gelenekleri, Türk halklarının ortak müziğinin şekillenmesine temel teşkil etmiştir. Genel olarak Türk müziğinin kökleri, çok eski çağlara, Orta Asya’da göçebe yaşam süren Türk halklarının kültürel yapısına dayanmaktadır. Göçebe Türkler, özellikle Oğuz boyları doğayla sıkı ilişki içindeydi ve bu durum müziklerine de yansımıştır. Çünkü müzik aletlerinin pek çoğu doğada bulunan malzemelerden yapılmaktaydı.
Örneğin, İrevan Türklerinin en sevdikleri müzik aleti olan tütek (düdük), İrevan’ın meşhur “Şallaq ərik” (yaban kayısı) ağacından yapılırdı. 
Bunlar arasında, kamıştan, fındık, ceviz veya kayısı ağacından yapılan balaban da yer almaktadır. Bu çalgının UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dahil edilmesi için Azerbaycan ve Türkiye ortak girişimlerde bulunmuşlardır.
Ayrıca, hem Azerbaycan’da hem de tüm Türk ozan dünyasında kullanılan ana çalgılardan biri olan kopuz (deri ve ahşap kaplamalı), yine Azerbaycan’da yaygın olan zurna (çoğunlukla ceviz veya kayısı ağacından yapılır), görünüm olarak saza benzeyen üç telli tambur, telli çalgı rubab, tulum gibi birçok çalgı Türk halklarının müzik kültürünün vazgeçilmez unsurlarıdır.
Bu çalgılardan biri de rud’dur. Eski telli çalgı rud, Nizami Gencevi’nin “İskendername” eserinde şöyle tasvir edilmiştir: “Ey şarkıcı, çal rud’u, yetiş imdadıma, uyandır beni bu acımasız uykudan!”

Hazar’ın İki Yakasından Bir Bakış

Görüldüğü üzere, ortak köklerden gelen halkların müziği de diğer kültürel mirasları gibi yalnızca seslerin uyumu değil, aynı zamanda belleğin, kimliğin, ruhun ve düşüncenin müzikal ifadeleridir. Hazar’ın iki yakasında yer alan iki Türk devleti – Azerbaycan ve Kazakistan – bu müziksel belleğin hem taşıyıcısı hem de üreticisi olarak önemli görevler üstlenmektedir.
Bu belleğin mitten gerçeğe, efsaneden tarihe geçişindeki başlangıcı, efsaneleşmiş bir şahsiyet – Dede Korkut (Korkut Ata, Qorqıt Ata) – simgeler. Dede Korkut yalnızca bir destan kahramanı ya da anlatıcı değil; aynı zamanda bir ozan, aşık, müzisyen, filozof, kanaat önderi ve toplumun hafızasıdır.
Türk dünyasında müzisyen yalnızca bir sanat icracısı değil; sözü sesle birleştirerek geleceğe taşıyan, belleği yaşatan bir kültür-sanat ve maneviyat taşıyıcısıdır.
Dede Korkut’un destanlardaki faaliyetleri – söz söylemesi, kopuz çalması, dualar okuması – aslında Orta Asya’dan Ön Asya’ya uzanan müzik kültürünün ilk formudur. Bu gelenek, Kazak bozkırındaki “küe”, “jır” ve kopuz kültüründe, Azerbaycan’daki âşık sanatı, mugam ve saz eşliğindeki destanlarda bugün de yaşamaktadır.
Yazımızın bu kısmından itibaren Kazakistan ve Azerbaycan örneğinde ortak Türk müzik belleğinin dünden bugüne taşıdığı mirası ve yarına ne aktarabileceğimizi özetle aktarmaya çalışacağız.

Rauf Behmenli: Türk Kültüründe Söz ve Müzik Ayrılmaz Bir Bütündür

Konuya ilişkin ilk başvurduğumuz isim olan Rauf Behmenli, Türk kültüründe söz ve müzik arasında kopmaz bir bağ olduğunu vurguladı:
“Bu bağ, en belirgin hâliyle Dede Korkut figüründe karşımıza çıkar. Dede Korkut – hem konuşan, hem düşünen, hem de icra eden bir figürdür. O, hem sözün bilgeliğini hem de sesin büyüsünü kendisinde birleştiren arketipsel bir şahsiyettir. Destanlarda onun ‘kopuz çalıp söz söylemesi’ sadece edebî bir tasvir değildir – bu, Türk ruhunun sözlü ve müzikal hafıza üzerine kurulmuş kültür modelinin simgesidir.”
Uzman, saz ve kopuzun – biri Azerbaycan âşık geleneğinde, diğeri Kazak bozkırlarında – aynı arkaik düşüncenin iki sesi olduğunu belirtti:
“Sazın Dede Korkut’la ilişkilendirilmesi gibi, kopuz da o ulu atamızla bağdaştırılır ve kutsal bir müzik aleti olarak sunulur. Dede Korkut, Kazak müzik tarihinde ozanlığın ve felsefî bilgelik geleneğinin simgesidir. Bu paralellik rastlantı değil – ortak manevî ve müzikal kodların iki farklı coğrafyada taşıdığı anlamın göstergesidir.”
Şöyle devam etti: “Azerbaycan’da âşık sanatı – saz eşliğinde söz sanatıdır. Âşık hem şair, hem besteci, hem dansçı, hem de icracıdır. Kazakistan’da ise ‘akın’ ya da ‘jırçı’ – yani destan anlatan, doğaçlama müzisyen – bu rolü üstlenir. Her iki figür de söz ve müziğin birleştiği canlı ansiklopedilerdir. Bu kültür taşıyıcıları yüzyıllar boyunca halkların tarihini, kahramanlık destanlarını, etik ve estetik anlayışlarını yaşatmışlardır.”
Bu noktada iki önemli dipnotu hatırlatmak yerinde olur. İlk dipnot, Uluslararası “Alaş” Edebiyat Ödülü sahibi Ekber Qoşalı’nın 14 Haziran 2022 tarihinde “Edebiyat Gazetesi”nde yayımlanan “Türk Halkları Edebiyatının Dönemleştirilmesi – Azerbaycan’dan Bir Bakış” adlı araştırma yazısındandır.
Yazar, önemli meselelere temas ettiği yazısında şu görüşe de yer vermektedir:
“Günümüzde Türk dünyası edebiyatından söz ederken, farklı Türk devlet ve topluluklarının edebî ortamlarının en temel, ortak olayları ve ürünleri üzerinden konuşmak durumundayız. Karşılıklı edebî-kültürel ilişkilerde, bu ortamların ortak geçmişten ortak geleceğe uzanan yolun gereklerine en evrensel biçimde yanıt veren eserlerini ve imzalarını çağdaş çağrılarla bir araya getirmek, en doğru yaklaşımlardan biridir.”
Bu alıntıyı boşuna hatırlamadık. Çünkü aynı yaklaşımı müzik ve genel anlamda sanata da uygulamak mümkündür. En azından şu gerekçeyle ki, edebiyat – özellikle şiir – müzikle iç içedir. Sanatın bu unsurlarından biri olmadan diğerini düşünmek imkânsızdır.

Kazak Halk Müziğinde En Geniş Yer Tutan Tarz: Gündelik Hayat Ezgileri

İkinci dipnotumuz ise sanat bilimleri alanında felsefe doktoru, profesör Lale Hüseynova’nın 15 Aralık 2023 tarihli “Halk Gazetesi”ndeki “Kazak Halkının Müziği” başlıklı yazısındaki önemli noktalara dayanmaktadır.
Yazar, Kazak halkının geleneksel müzik kültürünün halk müziği ile sözlü geleneğe dayalı profesyonel müzik üretimini birleştirdiğini vurgulamaktadır. Bu kültür, halk şarkılarını, destanları, enstrümantal müzik türlerini ve aynı zamanda profesyonel şarkıcı ve çalgıcıların zengin üretimlerini kapsamaktadır – ki bu sanatçılar aynı zamanda bestecidirler.
“Kazak şarkılarının iki adı vardır: ‘än’ ve ‘öleng’. ‘Än’ müziğin melodik yönünü, ‘öleng’ ise şarkının edebî türünü ifade eder. Kazaklar, şarkı icrası sırasında genellikle dombra çalgısının eşliğini kullanırlar. Bu çalgı profesyonellerin temel çalgısı olmakla birlikte, gündelik hayat müziğinde de yaygın olarak kullanılır. Kazak halk şarkılarının türsel sınıflandırmasında emek, tören, gündelik hayat ve tarihî şarkılar yer almaktadır.”
Yazar, özellikle düğün şarkıları arasında “jar-jar” ezgilerinin oldukça yaygın olduğunu belirtmektedir.
Ayrıca, Kazak halk şarkıcılığının en geniş bölümünü gündelik yaşamı konu alan şarkıların oluşturduğu vurgulanmaktadır. Kazak gündelik hayat şarkılarında, diğer halklarda olduğu gibi – özellikle Özbek, Kırgız ve Azerbaycan halklarında – diyalog (karşılıklı söyleşi, atışma) formu oldukça yaygındır. Bu türlere “aytıs” denilmektedir.
Yazara göre, diyalog formu Kazak halk şarkıcılığında son derece popülerdir.
Yazıda ayrıca, tarih boyunca Kazakların yaklaşık 40’a yakın müzik aletine sahip oldukları bilgisi de paylaşılmaktadır.

Erkinbek Serikbay: Ortak Müzik Hafızası, Geleceğin Kültürel Köprülerini Kurmak İçin Eşsiz Fırsatlar Sunar

Bir diğer uzmanımız Erkinbek Serikbay ise şunları kaydetti: “Dünden bize kalan bu müzik hazinesi yalnızca folklorik bir unsur değil; kültürel bir şifre, kimlik göstergesi ve yaratıcı geleceğin kaynağıdır. Azerbaycan ile Kazakistan’ın ortak müzik belleği, geleceğin kültürel köprülerinin kurulmasında eşsiz olanaklar sunmaktadır.”
Serikbay, son yıllarda Azerbaycan ile Kazakistan arasında yürütülen kültürel iş birliği çerçevesinde gerçekleştirilen müzik festivalleri, ustalık dersleri ve karşılıklı sahne performanslarının bu birliğin temelini attığını belirtti:
“Ancak bu tür faaliyetlerin daha sistemli ve stratejik bir düzeye çıkarılması gerekmektedir.”
Uzman ayrıca, XXI. yüzyılın dijitalleşme çağı olduğunu vurguladı:
“Bu nedenle, kadim Türk müziğinin farklı türlerini, icracılarını ve enstrümanlarını kapsayan ortak bir multimedya veri tabanı oluşturulmalıdır. Kazak jırları, Azerbaycan mugamı, kopuz, saz ve dombra icraları, eski destanlardan seçmeler, âşık havaları ve jır örnekleri tek bir dijital platformda toplanarak uluslararası bilimsel ve müzik camiasına açık biçimde sunulmalıdır. Bu hem bilimsel araştırmalara zemin hazırlar hem de ‘Türk Dünyası Müzik Atlası’ fikrinin gerçekleşmesine olanak sağlar.”

Geçmişten Geleceğe

Erkinbek Serikbay’ın görüşüne göre, Azerbaycan âşık sanatı ile Kazak akınlık geleneği – ortak miras olarak – ayrı ayrı değil, ortak kök üzerinden dünyaya sunulmalıdır.
“Sazın ve dombranın Türk maneviyatı içindeki işlevi” temalı uluslararası sempozyumların düzenlenmesi, bilimsel eserlerin ve belgesel filmlerin hazırlanması, bu içeriklerin okul programlarına dâhil edilmesi bu yolda atılabilecek önemli adımlar olacaktır.
Rauf Behmenli ise şu ifadeleri kullandı:
“Eğer biz bu mirası yarına taşımak istiyorsak, onu genç kuşakla tanıştırmalı, çağdaş teknolojilerle bütünleştirmeliyiz. Elektronik müzikte saz ve dombra ezgileri, hip-hop ritimleri üzerinde âşık deklamasyonları, animasyonlarla desteklenen destan motifleri – tüm bunlar artık mümkündür. Kültür yalnızca korunmak için değil, yaratılmak için de vardır. Geçmişin ruhunu geleceğin teknolojisiyle canlı, çekici ve paylaşılabilir kılmak; bu mirası yeni kuşaklar için çok daha anlamlı hâle getirecektir.”
Son olarak, Türk dünyasının ortak müziğine dair bu yazıyı sonlandırırken, bir kez daha Azerbaycanlı araştırmacı-yazar Ekber Qoşalı’nın sözlerine atıfla diyebiliriz ki; Kazakistan ile Azerbaycan’ın ortak kültürel-sanatsal, dolayısıyla müzikal mirası sadece geçmişin yadigârı değil, geleceğin stratejik kültürel sermayesidir.
Bunu tüm Türk dünyasına teşmil ederek söyleyelim ki:
Bu miras – yalnızca telli çalgıların titreşiminde, destanların ezgilerinde değil, tarihsel bellekte, kimlik bilincinde ve geleceğe dair kültürel tasarım potansiyelinde yaşamaktadır. Dede Korkut’tan başlayan bu yol – Türk dünyasının düşünürlerinin, müzik insanlarının izleriyle günümüze kadar gelmiş ve şimdi tüm dünyaya yayılmaktadır.
Son bir noktaya da dikkat çekelim: Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım-Jomart Tokayev’in birlikte açılışını yaptığı, kardeş ülke Kazakistan’ın Azerbaycan’a hediyesi olan ve Fuzuli şehrinde inşa edilen Çocuk Yaratıcılık Gelişim Merkezi’nin Kurmangazy adını taşıması asla rastlantı değildir.
Çünkü Kurmangazy Sağırbayulı – Kazak halkının klasik bestecisi, enstrümantalisti ve ulu halk sanatçısıdır.
Kurmangazy’nin adının işgalden kurtarılan Fuzuli’de ebedileştirilmesi, iki ulu sanatçının ruhsal bağını, onların manevi huzurunu da ifade etmektedir. Bu, aynı zamanda Türk dünyasının müziksel ve edebî ruhunun birliğini simgelemektedir.
 

#Cavid Şahverdiyev

Haber Editörü

Ekber GOŞALI

Haydar Aliyev, vefatının 22’nci yılında Bornova’da da etkinlikle anıldı

Patriot Center: Rus işe alım görevlileri, işe aldıkları kişileri nasıl soyuyor?

Avrupa henüz Ukrayna'yı kabul etmeye hazır değil

Trump, Zelensky'ye saldırı izni mi verdi?

Odessa limanında bir Türk kargo gemisi füze saldırısına uğradı

SON DAKİKA | Güllü’nün kızı Tuğyan Ülkem tutuklandı

Haydar Aliyev, vefatının 22’nci yılında İzmir’de törenle anıldı

Eurovision’da Şok Karar: 2024 Birincisi İsviçreli Nemo Ödülünü Geri Veriyor

Der Spiegel’den Çarpıcı Kapak: “İki Kötü Adam, Tek Hedef”

TCMB’den Sürpriz Adım: Politika Faizi 150 Baz Puan İndirildi

TİKA Başkanı Abdullah Eren’den Stratejik Kamu Diplomasisi Ziyareti

Balıkesir Sındırgı’da 4.9 Büyüklüğünde Deprem

Türkiye Acı Haberle Uyandı

Fenerbahçe Opet’ten İtalyan Takımı Tarihi Fark: 48 sayı!

BAĞDAT’TA “EBRU” BULUŞMASI: TİKA, TÜRK KÜLTÜRÜNÜ IRAK’TA YAŞATIYOR

ABD NATO’dan ayrılıyor mu? Ayrılık tasarısı Kongre’ye sunuldu

Hakan Fidan’dan YPG mesajı: “Hiçbir ülkede iki silahlı unsur olmaz”

Savcılık, Güllü’nün Kızına İlk Defa Bu İfadeyi Kullandı: "Kasten Adam Öldürme"

Zengezur Özgürlük Harekatı Başsağlığı Mesajı Yayınladı

Avustralya’dan 16 Yaş Altına Sosyal Medya Yasağı Getirildi; Darısı Başımıza

Polisimizin Şehit Olduğu Operasyon Sonrası Aynı Aileden 5 Kişi Gözaltına Alındı

Libya: Başka Ülkelerinin İradesiyle Hareket Eden Yunanistan; Türkiye ile Ne Yapacağımızı Dikte Edemez!

ABD, Gazze’de Türk askerini istiyor; İsrail engelliyor

Yunanistan: "Türkiye'ye Saldırırsak Taş Devrine Döneriz!"

İsrail, dünyada en fazla gazeteci öldüren ülke oldu

Bir Avrupa ülkesi daha salgın ilan etti: Hızla yayılıyor

8 Aralık Suriye Hürriyet Günü: Acıların İçinden Filizlenen Bir Direniş.!

Şam’daki Türk Mezarlığı Aslına Uygun Şekilde Yeniden Hayat Buldu

Zengezur Özgürlük Harekatı’ndan kutlama mesajı

Türkiye’nin Uzay Hamlesi Milli İtki Sistemleriyle Hız Kazanıyor

Yükleniyor

Haberi Sesli Oku

Odessa limanında bir Türk kargo gemisi füze saldırısına uğradı

Güney Azerbaycan’dan 183 yazarın Azerbaycan Yazarlar Birliyi'ne itirazı: “O, bizim temsilcimiz olamaz!”

RUM’UN DÖNÜŞÜ

İran'da şiddet ve İzolasyon İddiaları: Güney Azerbaycanlı Aktivistlerin Dosyasında Yeni Skandal

NATO vs Rusiya: Savaş kapıda

Hakan Fidan - "Trump emir verdi, F-35 uçağı..."

Bakü Uluslararası Bilimsel Konferansı - “Uluslararası Barış ve İşbirliği Bağlamında Geri Dönüş Hakkı”

Başın sağ olsun Türkiye!

Evin Cezaevi Önünde Gerilim: Güney Azerbaycanlı Aktivistler Gözaltına Alındı

Evin’de Açlık ve Adalet: Güney Azerbaycanlı Siyasi Tutukluların Direnişi Üçüncü Haftasında

Patriot Center: Rus işe alım görevlileri, işe aldıkları kişileri nasıl soyuyor?

Avrupa henüz Ukrayna'yı kabul etmeye hazır değil

Muhsin Rızai - "İran'ı bölmek istediler..."

Driscoll, Ukrayna için "kaçınılmaz yenilgi" öngördü

Ankara, Washington, Londra ve Paris Ukrayna konusunda grup oluşturacak.

"En verimli ve anlamlı toplantı" – Rubio

CAIR, Teksas valisine terörizm iddiaları nedeniyle dava açtı

Başbakan Yardımcısı: Kırgızistan Rus dünyasının bir parçasıdır. Kırgızlar Rusça düşünür

Paşinyan: Karabağ Ermenistan için bir tasmaydı

Türkiye Dışişleri Bakanı Ankara, Irak'taki PKK faaliyetlerinin sona ermesini bekliyor

İran, İşgal Altındaki Güney Azerbaycan’da Urmiye Gölü’nü Kasten Kurutuyor

Antalya’da Dünya Azerbaycanlılarının Tarihi Birliği

Suriye'de Müslüman yönetimine karşı isyan edenler kimlerdir? - Tural Irfan yazıyor

Talat Paşa’yı Saygıyla Anıyoruz

Tenzile Rüstemhanlı, İlber Ortaylı ile Görüştü Milletvekili Tenzile Rüstemhanlı,

Antik Roma'nın kurucuları olan Latinler, devlet kurma bilgisinin hemen tamamını, alfabeyi (ki biz onu Latince olarak biliyoruz), kültürü, bilimi, ekonomik yönetimi vb. Etrüsklerden almışlardır.

Yekaterinburg'da Azerbaycanlı bir öğretmene iftira atılmaya çalışıldı

Hayvanat Bahçesinde

Milli Eğitim Bakanı Tekin’den İngilizce eğitimine eleştiri: “Gramer ezberiyle dil öğrenilmez”

Minik Öğrencilerden Yerel Yönetime Anlamlı Ziyaret

Yuri Romanov'un "Ben Savaşı Çekiyorum... Hayatta Kalma Okulu" Kitabı Türkçeye Kazandırıldı

Demir Kırat: Rumeli’de Son Nöbet – Osmanlı’nın Balkanlardaki Son Direnişi

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 15 11 1 3 21 36
2.TRABZONSPOR A.Ş. 15 10 1 4 14 34
3.FENERBAHÇE A.Ş. 15 9 0 6 18 33
4.GÖZTEPE A.Ş. 15 7 3 5 9 26
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 15 7 4 4 7 25
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 15 6 4 5 -1 23
8.KOCAELİSPOR 15 5 6 4 -3 19
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 15 4 6 5 3 17
10.CORENDON ALANYASPOR 15 3 4 8 -1 17
11.TÜMOSAN KONYASPOR 15 4 7 4 -4 16
12.GENÇLERBİRLİĞİ 16 4 9 3 -4 15
13.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 15 3 6 6 -6 15
14.KASIMPAŞA A.Ş. 16 3 7 6 -7 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 15 4 8 3 -11 15
16.İKAS EYÜPSPOR 15 3 8 4 -8 13
17.ZECORNER KAYSERİSPOR 15 2 6 7 -17 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 15 2 11 2 -16 8

YAZARLAR