“Musul, Behemehal Türk Kalacaktır.”
Haftalık Mecmua, 27 Eylül 1925
Peki ne zamandan beri Türk Toprağıdır Bileniniz var mı?
1050’li yıllarda Selçuklu hükümdarı Tuğrul Bey tarafından alınan Musul, sonra Alparslan’ın ve oğlu Melikşah’ın yönetimine geçti.
Selçuklu Hükümdarı Melikşah Ekim 1096'da Musul'u tekrar ele geçirdi. Vali olarak, Kürboğa, Musul Atabegi oldu.
Böylece Arap Ukailiyî Devleti yıkıldı.
1099 yılında haçlıların eline geçen bölge, iki yıl sonra yine Selçuklular tarafından geri alınmıştır.
Musul’da Büyük Selçuklu Devleti yönetiminden sonra Irak Selçukluları, Karakoyunlu, Akkoyunlu ve Safeviler’in hakimiyetine girdi. Büyük Tükmen göçleri gerçekleşti ve Arap nüfusundan daha fazla Türkmen nüfusu ortaya çıkmaya başladı.
Yavuz Sultan Selim tarafından 1517 yılında Osmanlı ülkesine katılan Musul ve Kerkük şehirleri, konumları ile gittikçe artan bir önem kazanmışlar ve Kanunî Sultan Süleyman döneminde Musul'un eyalet haline getirilmiştir.
Mondros Mütarekesi akabinde, 15 Kasım 1918'de İngiliz ordusunun eline geçmiş olan Musul, Millî Mücadele döneminde İngiliz işgalinden kurtarılamamış ve konu Lozan Konferansı'na bırakılmıştır.
TBMM hükümeti bölgedeki etkisini artırmak için bir takım faaliyetler içerisine girdi. Lozan görüşmelerinin başlamasından kısa bir süre önce Antep Milis Kuvvetleri komutanı Özdemir Bey küçük bir gönüllü birliği ile Diyarbakır’dan Musul’a gönderildi.
Mustafa Kemal Paşa ve TBMM hükümetinin gizli bir emri ile Musul’a gönderilen Özdemir Bey, bölgeye kendi şahsî gayretleriyle gittiği izlenimi verecekti. Bunun için de yanına Türk askeri verilmedi. Özdemir Bey’in mütarekeden sonra Türkiye’de kalan Kuzey Afrikalı (Cezayir, Tunus vb. gibi) topluluklardan sağladığı sivil kuvvetlerle hareket etmesi sağlandı.
Özdemir Bey’in Musul faaliyetlerini yakından takip eden İngilizler, bölgeyi askerî açıdan takviye ederek, Süleymaniye ve Revandiz bölgesinde kara ve hava kuvvetleriyle harekete geçtiler.
1922’den 10 Mayıs 1923’e kadar Müfreze komutanı Ali Şefik Özdemir Bey, Doğu Cephesi Komutanlığı emrindeki kuvvetlerle İngilizlerle Derbent, Revandiz, muharebeleri gerçekleştirdi. Özdemir’in küçük müfrezesi bölgede yer yer başarılar kazandı. Fakat üstün olan İngiliz kuvvetleri karşısında tutunamadı.
Takviye imkanı bulunamaması üzerine Türkiye'nin Musul üzerindeki harekâtı bitmiş oldu.
Lozan da çözülemeyen Musul sorununun çözümlenmesi için 19 Mayıs 1924 tarihinde İstanbul'da Haliç Konferansı toplanmıştır. Yine sonuç alınamamıştır.
Lozan Görüşmeleri Sırasında Türkiye Cumhuriyeti raporunda;
Musul vilayetinde yerleşik nüfus 503.000 kişiye varmaktadır. Burada Kürt nüfusu 263.830, Türk nüfusu 146.960, Arap nüfusu 43.210, Yezidi 18.000, Müslüman olmayanlar 31.000’dir. Buradaki Kürt, Arap ve Türk göçebe aşiretleri, yaklaşık 170.000 kadardır; ancak bu göçerler sürekli yer değiştirdiklerinden bölge nüfusundan sayılamamışlardır.
Haliç Konferansı da sonuçsuz kalması üzerine Musul Sorunu, Milletler Cemiyeti'ne taşındı. Milletler Cemiyeti, 16 Aralık 1925'te aldığı kararla Musul'u İngilizlerin elindeki Irak Mandası'na bıraktı.
Türkiye, karara tepki olarak Sovyetler Birliği-Türkiye Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması imzalamış ve yeniden askerî hazırlıklara girişmişti.
Amma ve lakin; 13 Şubat 1925'te Güneydoğu Anadolu'da çıkan Şeyh Said İsyanı'nın yarattığı sorunlar nedeniyle, 5 Haziran 1926'da Türkiye ile Birleşik Krallık arasında Ankara Antlaşması imzalanarak, Musul'un Irak Mandası'nın kontrolünde olduğu Türkiye tarafında da kabul edildi
5 Haziran 1926 Ankara antlaşması imzalandı. 2 gün sonra TBMM'de onaylanarak kabul edildi. 1926 Ankara Antlaşması Maddeleri: Musul ve Kerkük vilayetleri Irak'a verilecekti.
900 yıllık Türk Egemenliğinden sonra, 100 yıllık esarettedir Musul.
Özlemle bekliyoruz Misak=ı Milli Sınırlarımıza dönmeyi.
Yaklaşık 20 yıl önce gitmiştim Erbil,Kerkük ve Musul’a.
Biliniz ki Irak Türkmenleri de hasretle bekliyorlar…
#Hasan Barın #Barınajans #Barinajans
#Azerbaycan #FBvANT #Talisca #Kerem #Nene #Penaltı #Emre #Temas #Kaan #Can Holding #Joker #deprem #Gebermiş
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi