15 Temmuz derinlemesine analiz edilmeli, çok yönlü olarak ele alınmalı ve bu analizler sonucunda Türkiye’de başta eğitim sistemi olmak üzere birçok alanda köklü değişimlere gidilmelidir.
Bu hain darbe girişimi bize gösterdi ki, mevcut eğitim sistemi çocuklarımıza yeterince milli ve manevi değerleri kazandıramamaktadır. Sadece "Türküm, doğruyum" demekle Türk olunmuyor; çünkü bu değerler lafla değil, yaşanarak, öğretilerek kazandırılır.
Milli tarihimiz, örf ve adetlerimiz, milli ahlakımız eğitim sisteminde yeterince yer bulamıyor. Eğer bir çocuk milli ve manevi değerlere dayalı bir eğitimle yetiştirilmiyorsa, o birey gelecekte ne millete ne de devlete faydalı olur. Ferdi düşünen, sadece kendi çıkarını gözeten bireylerin bu millete katkısı olmaz.
Türklük; doğruluk, adalet ve ahlaktır. Eğer bir eğitim sistemi bu temel kavramları çocuklarımıza aşılayamıyorsa, bu sistemin adına “Milli Eğitim” demek yanlıştır.
15 Temmuz bize bir şeyi net şekilde gösterdi: Milli ahlak ve milli şuurla yetişen Ülkü Ocakları gençliği, “Önce Vatan, Önce Millet” diyerek canını ortaya koydu. Onlar, milletin vergisiyle okuyan ancak millete yabancılaşan bazı profesörlerden, generallerden ve iş adamlarından çok daha faydalıdır.
Diyanet İşleri Başkanlığı üzerine düşeni hakkıyla yapsaydı, milletimizin çocukları 40 yıldır FETÖ gibi Türk-İslam düşmanı yapıların ağına düşmezdi. Bu tarikat ve cemaatlerin birçoğu dış istihbarat servislerinin (CIA, MOSSAD) destekleriyle faaliyet göstermektedir. Görevleri; inançlı insanları bir araya toplayıp onları kendi kontrollerine almak ve zamanı geldiğinde devlete karşı kullanmaktır.
Diyanet, bu yapıları ifşa etmeli, akı karadan ayırmalı ve gençlerimize gerçek İslam’ı öğretmelidir. Bu görev ihmal edilmeseydi, gençlerimiz bu yapıların tuzağına bu kadar kolay düşmezdi.
Ayrıca ulusal televizyon kanallarının büyük bir kısmı, halkın terbiyesini ve ahlakını bozmaya yönelik içerikler üretmektedir. RTÜK ise bu duruma göz yummaktadır. Diziler, gündüz kuşağı programları ve bazı haber içerikleri ahlaki değerleri zedelemekte, yozlaşmayı sıradanlaştırmaktadır.
Gençler, dizilerdeki hayatı gerçek sanıyor, oradaki karakterleri rol model alıyor. Gündüz programları ise köyde, kentte kimin kiminle ne yaptığına ışık tutarak ahlaksızlığı sıradanlaştırıyor. Günde bir sevgili değiştiren kadınlar, “özgür, modern Atatürkçü kadın” kisvesiyle parlatılıyor.
Bu içerikler 24 saat yayınlanıyor ama RTÜK’ten ne bir uyarı, ne de bir yasak geliyor.
RTÜK, sadece programları değil, bu içerikleri yayınlayan kanalları da kapatma yetkisini gerektiğinde kullanmalıdır. Çünkü 15 Temmuz ve sonrasında gördük ki, vatan ve devlet için can verenler, bu ülkenin değerlerine sımsıkı bağlı insanlardı.
Demek ki; 80 yıl boyunca her sabah “and” içmekle bu ruh kazandırılamıyor. Çünkü o andı içenlerden bazıları, o gece silahlarını halkın ve devletin üzerine doğrulttular.
#Barinajans #HasanBarın
#Recep Tayyip Erdoğan #SONDAKİKA #Eljif Elmas #Suriye #Zekeriya Eroğlu #Hayırlı Cumalar #Yusuf Tekin #Ebu Ubeyde #Ederson #10 Kasım #Troy #Ubeydeye Kulak Verin #Dürzi #Coman #Boksör #Şah İsmail #Ey İslam #Gazze #Mansur #Cami