82 Musul, 83 Kerkük...
Bu sözleri Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı, Türkmen beğimiz Sayın Devlet Bahçeli söylediğinde hainler alay etmiş, gülüp geçmişti.
Ama bugün Türkiye sadece Halep'te, Türkmeneli'nde değil; bütün Suriye’dedir.
O Suriye ki, tarih boyunca Ortadoğu’nun anahtarı olmuştur.
O Suriye ki, Arap milliyetçiliğinin ve Arap aydınlanmasının merkezi sayılmıştır.
O Suriye ki, onun uğruna büyük güçler sürekli birbirleriyle çekişmişlerdir: İsrail, İran, Amerika, İngiltere ve Fransa...
Hepsi Suriye siyasetinde belirleyici rol oynamak istemiştir.
Ancak bugün Türk devleti, Suriye’de bütün güç yapısıyla varlık göstermektedir.
İran ve İsrail’in ortaklaşa desteklediği Süveyda’daki Dürzi kalkışması da, Suriye devletçiliğinin pekişmesinde önemli bir rol oynamaktadır.
Bütün aşiretler, İsrail ve İran destekli bu kalkışmaya karşı tek yumruk hâlinde birleşmektedir.
Açık ya da gizli, Suriye’nin milli egemenliğine karşı olan tüm unsurlar artık kendilerini açıkça belli etmektedir.
Tıpkı 15 Temmuz kalkışması gibi…
Bu oyunun asıl amacı; Türkiye’yi Suriye’den çıkarmak ve Suriye’nin başına, İsrail ile İran’ın birlikte yöneteceği bir kukla lider getirmektir.
Ama Suriye’nin genç, milliyetçi ve muhafazakâr lideri Ahmed El-Şaara, Türk devlet aklının belirlediği çizgide ilerleyerek hâkimiyetini güçlendirmektedir.
Ona önce “Amerika'nın adamı”, sonra “İsrail’in adamı” dediler.
Ama halk bu söylemleri ciddiye almadı.
Zaten İsrail’le ilişkisi olan bir lidere Dürziler asla karşı çıkmaz. Çünkü Dürziler doğrudan Tel Aviv’den yönetilmektedir.
Suriye devleti güçlendikçe, terör devleti İsrail daha da delirmekte, psikolojik çöküşe doğru hızla ilerlemektedir.
Türkiye’nin savunma sanayisinin her geçen gün daha da güçlenmesi, bu terör devletinin uykularını kaçırmıştır.
Trump’ın, Türkiye’ye karşı İsrail’i desteklememesi ve Türk devlet aklının Suriye’ye yerleşmesi, faşist Netanyahu rejiminin sonunu getirecektir.
Bugün faşist, katil, kana susamış yaratık Netanyahu; devletini ve milletini değil, kendi sonunu düşünmektedir.
Bu soysuzu ya şanlı mücahitler, El Kassam savaşçıları yok edecektir ya da Siyonistler kendi elleriyle tasfiye edeceklerdir.
Zira bu kuduz yaratığın öldürülmekten başka bir tedavisi yoktur.
Türk askerini bu satırlarda anmadım.
Çünkü ne Netanyahu ne de onun korkak ve faşist askerleri, Türk ordusunun kurşununa bile layık değildir!
İsrail’in planı, önce Suriye’yi, sonra Irak’ı, İran’ı ve nihayetinde Türkiye’yi bölmekti.
Ama Türk devleti bu çarkı tersine çevirmiştir.
İlk aşama başarıyla tamamlandı:
Suriye, Türk-İslam düşmanlarından temizlendi.
İkinci aşama Filistin’in özgürlüğüdür.
Üçüncü aşama ise Sayın Bahçeli’nin yıllar önce ifade ettiği gibi:
82 Kerkük
83 Musul
Sonrasında Güney Azerbaycan…
Ve en sonunda zalimin korktuğu, mazlumun yıllardır hasretle beklediği büyük hedef: Türk Birliği!
Türkiye öncülüğünde Türk-İslam Birliği kurulacaktır.
Ben buna yürekten inanıyorum.
Hem de çok kısa sürede gerçekleşmelidir ve gerçekleşecektir!
Çünkü artık dünya kömürle değil, atom enerjisiyle çalışıyor.
Bir saniyelik gecikme, on yılların kaybı demektir.
#Barinajans #HasanBarın #getirfinansliol #KHK'li9Yıl #KeremKartalOlacak #Otobüsle #SU TABAKASI #PRAGMATIST #Sara #Falamengo #Polise #Yasemin Minguzzi #RurkanaYineZulüm #Farah Zeynep Abdullah #Olsen #Tom Barack #İsmail Saymaz #Duygu #Trabzonspor #Sisi #Saul #SeninleyizHakan #Murat Kurum #Alevi #Terörsüz Türkiye #Kıbrıs #Bahçeli #KademeBekletilemez