
Bugün İran’ı konuşurken, artık sadece bir ülkeyi değil; tarihî bir yapının çözülüşünü ve yeni bölgesel bir mimarinin inşasını tartışıyoruz. Yüzyıllardır merkezî bir otoriteyle ayakta tutulan bu mozaik yapı, artık sosyolojik, etnik ve ideolojik kırılmalarla sürdürülemez bir hâle gelmiştir.
Sorulması gereken soru şu: İran nereye gidiyor? Ve bu dönüşüm, bölgenin geleceğini nasıl şekillendirecek?
Yeni Haritanın Hatları: Bağımsız Devletlerin Doğuşu
Yakın gelecekte İran’ın mevcut yapısının çözülmesiyle birlikte, birden fazla bağımsız siyasi birimin sahneye çıkması olasıdır.
Bu yeni devletlerin arasında;
Güney Azerbaycan Türk Cumhuriyeti,
Beluçistan Devleti,
Arabistan el-Ahvaz Cumhuriyeti
gibi oluşumlar öne çıkmaktadır.
Bu yeni yapılar, tarihî kimliklerine, kültürel miraslarına ve toplumsal meşruiyetlerine dayanarak modern, ulusal temelli sistemler kurma yönünde adımlar atacaktır.
Türk Dünyasının Yeni Düğüm Noktası: Güney Azerbaycan
Güney Azerbaycan, İran sonrası dönemin jeopolitik mihveri olmaya adaydır.
Dil, tarih ve kültür bakımından Kuzey Azerbaycan’la bütünleşmiş bu bölge, gelecekte iki yakalı bir “Birleşik Azerbaycan” fikrinin hayat bulacağı topraklar olabilir.
Bu senaryo yalnızca millî bir birleşmeyi değil, aynı zamanda Türk Dünyası’nın stratejik entegrasyonunu da hızlandıracaktır.
Türkiye’den Orta Asya’ya uzanan Türk ekseni, böylelikle Kafkasya’dan Basra Körfezi’ne kadar etkili bir jeopolitik kuşak oluşturacaktır.
Kürt Dosyası: Belirsiz Ufuklar
Kürt hareketlerinin uzun yıllardır sürdürdüğü mücadeleye rağmen, iç bölünmeler ve dış bağımlılıklar nedeniyle siyasi birlik oluşturamadıkları görülmektedir.
Bu nedenle, İran Kürdistanı’nda tam bağımsız bir devletin ortaya çıkması kısa vadede düşük bir ihtimaldir.
Bunun yerine, bölgenin sınırlı özerklik modelleri ya da bölgesel güvenlik bloklarına entegrasyon gibi daha yumuşak geçiş senaryolarıyla ilerlemesi beklenebilir.

“İran Milletler Birliği” Fikri: Gerçekçi mi?
Bazı çevrelerde “İran Milletler Birliği” benzeri bir federatif yapıdan söz ediliyor.
Ne var ki, tarihî tecrübeler —özellikle Rusya örneği— gösteriyor ki, merkezî bir etnik grubun hâkimiyetini koruduğu bu tür modeller yeni bir tahakküm biçimi olmaktan öteye geçememektedir.
Bu nedenle Türk, Arap, Beluç gibi halklar, artık kendi kaderlerini tayin hakkı dışında bir formüle ikna olmayacaktır.
Sonuç: Adalet Temelli Yeni Bir Dönem
Yakın gelecekte İran coğrafyasında yaşanacak dönüşüm, sadece bir ülkenin “bölünmesi” değil; adaletin yeniden dağılımı, tarihin dengelenmesi anlamına gelecektir.
Bu değişim, bölgedeki milletlerin yüzyıllardır bastırılan kimliklerinin yeniden sahneye çıkmasıyla sonuçlanacaktır.
Yeni oluşacak bu düzen, doğru yönetilirse, kalıcı barışın, bölgesel iş birliğinin ve jeopolitik dengenin temelini oluşturabilir.
Belki de tarihin bu kırılma anı, Doğu’nun kendi kendini yeniden kurma sürecinin başlangıcıdır.
#Mesut Haray #Barînajans #Barınajans #EndlessGenocideGaza #PolislerSoruyor #SerdarÖktem #SinanAteş #DevletBahceli #ElazığEmniyetiveBelediyesi #Daltonlar #Halep #Suriye #BitmeyenSoykırımGazze #İmralı #Osman #AKParti #Mansur #Hamas
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi