GÖZLERİN DİYORUM SEVGİLİ, GÖZLERİN!
DÜŞMAN TOPRAKLARI GİBİ,
HER BAKTIĞIMDA VURULDUĞUM!


Vuuaavv, yazıya nasıl giriş yaptım ama. Sizi bilmem de ben beğendim!
Ömrünün baharındaki genç, yaşlı adama dönerek: "Usta âşık oldum ama mantıklı mı bilmiyorum" der. Usta derin bir nefes alır, maziye dalar. Yaşlı gözleriyle mazideki anılarından kurşun yapıp o kurşunları delikanlının gözlerine atar gibi bakar!
O kadar ki yılların tecrübe yoğunluğunun verdiği duygu sıkışmasıyla:
" Konu aşksa, mutlaka ama mutlaka mantıksızlık vardır evlat" diye cevap verebilir.
Bence bu cevap, uzun uzadıya verilecek cevaplardan daha anlamlı dolayısıyla da fazlasıyla yeterlidir.
Aşkın, hepsi birbirinden doğru, aynı zamanda birbirinden yanlış birçok tarifi var ki!
Doğru yanlış bir de ben tarifini yapayım:
Aşk genelde, beyindeki mantık lopunun devre dışı kalmasıdır. İki varlık ve ruhun tek varlık ve ruh olmak için verdiği mücadele bir yana bir insan nasıl olurda kendinden başkasını daha çok sever mantıklı teorisine başkaldırış, mantıklıyı mantıksız kılan garip bir kanıksamadır.
İnsanın en büyük silahı olan aklını ve duyu organlarını bir kenara bıraktırır.
Buyurun:
Usta, çok sevdiği çırağının çok üzgün ve dalgın görür, yanına çağırır.
"Ne oldu oğlum bir şey mi oldu?" diye sorar. Ustasının yüzüne bakamayan çıraktan ses gelmez. Usta iyice meraklanır. Ustanın ilk aklına gelen çırağının âşık olduğu gelir.
“Âşık mısın?”, diye sorar gence. Genç, ustasından çekindiğinden mi neden bilinmez “Hayır.” diye cevaplar. Usta endişe içinde diğer sorulara geçer: "Hasta mısın, para mı kaybettin, bir arkadaşınla kavga mı ettin, anan mı, baban mı
hasta?" Bütün sorabileceği soruları sorup, soru limitini bitirip iyice kaygılanan usta: Sert ve tedirgin bir sesle; “Ne oldu o zaman?” diye sorunca: “Âşık oldum usta" cevabını
alır.
O kadar tedirginlik ve ısrara rağmen hayır cevabını almışken iyice merak edip, sorular sorup hiddetlenen, İlk sorunun cevabını son soruda alan ustanın, çırağına tepkisini siz beyninizde canlandırın.
Ustasından tahmin ettiğimiz tepkiyle karşılaşan çırakla empati yapacak olursak;
Aşk, ilk sorunun cevabı olmasına rağmen kendi varlığını dahi unutturacak kadar garip bir duygu olduğundan, bunun söylenememesi sizi bilmemde bence, çırak için hafifletici neden.
Gözümüzün gördüğü doğadaki her şey aslına bakarsanız aşkı sevgiyi çağrıştırır. Bu çağrıştırma da aşkı ifade etme zorunluluğu hissettirir.
Ama görebilene!
Görebilen ise kendi çapında da olsa ya şair olur ya da filozof!
Şair ve filozofluğun ilk adımlarını da küçük yaşlarda görürüz!
Okuma yazma öğrenen çocuklarda yazıya döktükleri ilk duygu da aşktır. Yazıyı öğrenince, şu şunu seviyor diye yazarak, bundan haberi olma ihtimali olan öğretmeniyle, ismini yazdığı kişi ve onların ailesiyle başını belaya sokmayı göze alır.
Bu, şunu seviyor!
İyi de bunun bundan haberi var mı? Ayrıca bunun herkes tarafından bilinmesine gerek var mı?
Silinmez kalemle yazılmışsa, bu bunu sevmekten vazgeçer başka bir şu’yu sevmeye başlarsa, ayrıca gönül bu aynı şey şu’nun başına gelirse ne olacak?
Ayrıca bu’nun birden fazla şu’yu; şu’nun ise birden fazla bu’yu sevme ihtimalini yazmak bile istemiyorum.
Okuma yazma öğrenir öğrenmez, bu şekilde sanatsal faaliyette bulunup ta benle başını belaya sokan, yüksek mevkilere geldikleri zaman kötü günlerimde onlara tehdit amaçlı kullanmak için sakladığım çok öğrencim var.
Bu benim özel planım, o ayrı. Çocuk bunu yaparken yaşadığı veya yaşamak istediği, baş aktörü olduğu halde figüranlar kullanarak ifade etme gayretine düştüğü, dolambaçlı masumane bir duygudur. Aşkın büyüğe yapıştırıldığını düşünüp, aşk kavramına ters mantıkla bakarsak, bu duyguya kapılan büyüklerin de yaptığının, yaşı kaç olursa olsun, çocuklaşarak yaş çarpıklığı yaşadığı düşünülmelidir.
Ferhat, Şirin'e ulaşacağı hayali ile koskoca dağı delmek için yıllarca uğraşmış.
Peki, delim delim delinen Ferhat'ın deldiği dağın adını bilen var mı?
Yok mu?
Ben de bilmiyorum!
Eminim ki, Ferhat'a sorsanız Ferhat'ta bilmez.
Aşk, yıllarca delmek için uğraştırıp, deldiği dağın adını unutturacak kadar etkilidir.
Hayır, âşık olduğu için koca dağı delmenin anlamsızlığı, dağı delmenin suçu olup olmadığı, koca aşktan delinen koca dağın bundan haberi olup olmadığı konusu da ayrı bir yazı konusu.
Bir de, bizim Mecnun'umuz var:
Bedevi çöl ortasında namaz kılıyormuş, Leyla'nın aşkından burnunun ucunu göremeyecek kadar avare gezen Mecnun, namaz kılan bedevinin önünden geçer. Bedevi hemen namazı bırakır, Mecnun'un yakasına yapışır: "Görmüyor musun be adam önümden geçtin namazımı bozdun!" diyerek haklılığın verdiği kibirle haykırır.
Mecnun, Leyla'nın aşkının verdiği salaklığın ve farkında olmadan işlediği suçun tepkisinin şokunu yendikten sonra: "Ben Leyla'nın aşkından etrafımı göremiyorum, ama sen namaz kılarken beni görebiliyorsun; demek ki benim Leyla'ya duyduğum aşk senin Allah'a duyduğun aşktan fazla." Bu ağır sözleri duyan bedevi ister istemez hak verir, hiçbir şey diyemez.
O çöl çöl dolaşan Mecnun'a “Leyla çok çirkin” demişler; “ siz bir de benim gözümle görün” demiş.
Mecnun'un ifade etmek istediği göz, kalpte hissedilenin gözden yansımasıdır ve fazlasıyla da doğrudur da. Bir insan ancak kalbinde gördüğü, görülebildiği kadar güzeldir.
Kaldı ki belirli bir yaştan sonra yaşlanıp hepimiz sarkıp çirkinleşeceğiz.
O, kalbin hâkimiyetinde olan güzel gören göz ise hiçbir zaman yaşlanmaz.
Örneklerim, aşk kadın erkek arasındaki bağ olarak anlaşılsa da, aşk sadece kadın erkeğin arasındaki bağdan ibaret değildir.
Örneklerimin bu yönde olması ise; her birimizin başından bu tür  duygu geçmiş olduğunu tahmin ettiğimden bağ kurmanın kolay olacağına inandığımdan kaynaklıdır.

Bir düşünür, yukarda da yazdığım gibi: "Bir insan kendinden çok nasıl başkasını sever." der.
Sever, kardeşim sever. Sever de âşık ta olur!
Bir annenin evladına; bir kulun Tanrı'sına duyduğu, bir askerin vatanına duyduğu, sanatçının sanatına duyduğu aşk ta, aşktır; sevgi de sevgidir.
Artık, aşk denilince, kime neye karşı duyduğunuz aşkı anlıyorsanız!
Robin Sharma'nın, "Ferrarisini Satan Bilge" kitabında anlattığı gibi: Keşişler sabah erkenden kalkıp, uzun bir yoldan sonra göl kenarına gelirler. Orada bir gül bulup, gülün ortasındaki merkezine gözlerini kırpmadan saatlerce bakarlar.
Aslında yaptıkları o güzelliğin özüne girip, manevi olarak kaybolmaktır.
Başka bir deyişle kendini unutup, güzellikteki özün maneviyatında kaybolup o güzellikle homojenleşmedir.
İnsan güldeki yoğunluğa odaklanarak ona saatlerce bakacak kadar güle bile âşık olur, onunla bile homojenleşir.
Bu homojenliğinin boyutu ise:
Neye, ne kadar aşk duyduğunuz, öncelik sıralamanızla, nelerden vazgeçebildiğiniz, aşk için neyi ne kadar uygulayabildiğinizle alakalıdır.
Aşk, insana, insanüstü bir güç te verir.
Tonlarca ağırlıktaki arabanın altında kalan çocuğunu arabayı kaldırarak kurtaran annenin de bilmem kaç derece sıcaklıkta aç susuz çöl çöl avare avare dolaşan Mecnun’un da koca dağı yıllarca delmek için uğraşan Ferhat'ın da bunları yaparken aldığı güç,
AŞĶIN GÜCÜDÜR!

Neye aşk sevgi duyarsak duyalım, Yunus Emre'nin dediği gibi;
Gelin tanış olalım,
İşin kolay tutalım,
SEVELİM SEVİLELİM
BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ!
Sağlık, huzur, saygıyla kalın

 

 

 

 

#Devlet Bahçeli #Gaza #MeclisteGündemKademe #İtalya #Zamanı Geldi Artık #Halis Bayancuk #UzakŞehir #2DusHaktır #Gidişin #Leroy Sane #İspanya #Cep Herkülü


Aşk, Akla Direnen En Güzel Delilik

....

HASAN BARIN

11.11.2025 13:31:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 261 Kişi
% 97,02
Hayır 8 Kişi
% 2,97

Fenerbahçe Arsavev, 10'da 10'la Zirveye Göz Kırptı.

Arda Turanlı Shakhtar zirveye koşuyor: Dinamo Kiev’i 3-1 yendi

Fenerbahçeli basketbolcu sözleşmesini tek taraflı feshetti: Kulüp yasal süreci başlattı

Sadettin Saran Üç Yıldıza “Güle Güle” Demeye Hazırlanıyor

A Milliler sahneye çıkıyor: 2026 Dünya Kupası yolunda kritik üç sınavın tarih ve saatleri açıklandı

Türkiye, İsrail’i 10-3 mağlup ederek Avrupa Şampiyonu oldu

Fenerbahçe’de Ederson Şoku! Oynayamazsa 3. Kaleci Tarık Çetin Kaleyi Koruyacak

Muhteşem Başarı: Muhammed Furkan Özbek’ten Dünya Rekoru ile Gelen Dünya Şampiyonluğu!

Rus sporcular Gence'deki açılış törenini boykot mu ediyor?

Son Dakika: Yusuf Ayçiçek Al-Hilal’de

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 15 11 1 3 21 36
2.FENERBAHÇE A.Ş. 14 9 0 5 18 32
3.TRABZONSPOR A.Ş. 14 9 1 4 13 31
4.GÖZTEPE A.Ş. 14 7 2 5 10 26
5.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 14 7 4 3 7 24
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 14 6 4 4 -1 22
8.KOCAELİSPOR 14 5 6 3 -3 18
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 14 4 6 4 3 16
10.CORENDON ALANYASPOR 14 3 4 7 -1 16
11.TÜMOSAN KONYASPOR 14 4 7 3 -4 15
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 14 3 6 5 -6 14
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 14 4 8 2 -11 14
14.KASIMPAŞA A.Ş. 14 3 7 4 -7 13
15.İKAS EYÜPSPOR 14 3 8 3 -8 12
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 14 2 6 6 -17 12
17.GENÇLERBİRLİĞİ 14 3 9 2 -7 11
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 14 2 10 2 -13 8

YAZARLAR