Kendisinde atılmaya hazır yüzlerce nükleer silah bulunan İsrail, nükleer silah geliştiriyor diye İran’a savaş ilan etti!
"Birkaç gün vururum, içeride sosyal patlama olur" düşüncesiyle saldırdı.
Televizyonlarda propaganda yaptı, olmadı. İran Devlet Televizyonu’nu hackleyip oradan isyana çağırdı. "İran’ı güzelleştireceğiz, arkanızda İsrail var" diyerek defalarca açıklama yaptı.
“Demokrasi getireceğiz” diyerek Amerika’nın saldırdığı Ortadoğu ülkeleri, demokrasiden 50 yıl geriye gitti.
Öldürdükleri milyonlarca sivile demokrasi getirmelerine bile gerek kalmadı. Tecavüze uğrayan kadınlar ve çocuklar—intihar etmeyenler hariç—demokrasiden önce psikoloğa, psikiyatriste muhtaç hale geldi.
Netanyahu, "İran halkının yanındayız" diyerek yaptığı konuşmalarla frekans üzerinden kulaklara ulaşmaya çalışırken, İsrail’in Amerikan menşeli savaş uçakları çoktan havalanmış, o konuşmaların ulaşmak istediği kulakların sahiplerinin kafalarına en teknolojik bombaları indiriyordu bile.
Yine bu Netanyahu konuşurken, ajanslara şu haber düştü:
“İsrail askerleri, yiyecek almak için bekleyen sivillere ateş etti. Çoğu çocuk 70 kişi öldü, 200 kişi yaralandı.”
İsrail’in saldırırken güvendiği unsurlardan biri hava savunma sistemiydi.
Zaten yıllar önce çökeceğini yazdığım bu sistem çöktü ve İran füzeleri İsrail’e patır kütür düşmeye başlayınca, İsrail bu kez “İran sivillerimizi öldürüyor” propagandasına başladı.
Nasıl olsa ABD’deki beş ana akım medya kuruluşu da, dünya medyasının büyük kısmı da Siyonistlerin ve Siyonist sermayenin elindeydi.
Ama propaganda ayrı, gerçek ayrıydı.
Bu propaganda yapılırken İran’da 606 kişi ölürken, İsrail’de yalnızca 26 kişi hayatını kaybetmişti.
Aynı günlerde ajanslara başka bir haber daha düştü:
“Gazze’de İsrail askerlerinin öldürdüğü sivil sayısı 57.000’e ulaştı.”
Bu sayıya; annesi öldürüldüğü için doğamayan, ne olup bittiğini bile anlayamadan ölen, henüz ceninlikten bebekliğe geçememiş yaklaşık 1500 masum dahil değil.
Kazadır, bilerek vurulmuştur bilemem, ama bence kazayla bile vurulmamalıydı.
Gazze’deki üç farklı hastaneyi 35 defa modern uçak ve füzelerle vuran İsrail’in, kendi bir hastanesi vurulduğunda zırlamadığı medya kalmadı.
Görevi haber ulaştırmak olan, dokunulmaz gazetecileri öldüren İsrail askerlerinin öldürdüğü gazeteci sayısı ise, İran füzeleriyle ölen İsrailli sivil sayısına (26) yakın: 183.
Gazze’dekileri kaçırmak için iki yıldır bombalayan; açlıktan ölsünler, kalanlar sefalet çekip dünyanın öbür ucuna gitmeye razı olsunlar diye sınır kapılarını kapatan İsrail, birkaç gün sığınakta yaşamaya sabrı olmayan halkından 500.000 kişinin para verip gemilerle, uçaklarla kaçtığını; müttefikleri olan Yunanistan dahil gittikleri yerlerde tepkiyle karşılandıklarını gördü.
Devam edelim:
ABD, “vuracağım” diye günler öncesinden ilan etti. Vurdu!
İran, “Zaten boşaltmıştık, acımadı ki!” dedi.
Ama ABD, “çok kötü bir iş yaptın, üslerimi şöyle böyle vuracağım” diye büyük laflar etti.
Gitti, Katar’ı vurdu.
Toprağı vurulan Katar, “karşılık vermeyeceğim” dedi.
İki gün önce İran’ın nükleer tesislerini vuran ABD, iki gün sonra üsleri vurulan ABD, bu kez İran’a teşekkür etti.
İran’ı bombalayanlardan biri kendisi değilmiş gibi, “Hadi İsrail’le barışın” dedi.
Birkaç dakika sonra da, “anlaştılar” dedi.
Daha evvelki gün, dün neydi, bugün neler oluyor derken bir baktık ki gerçekten anlaşmışlar.
Yakın tarihte binlerce sivilin ölümüne sebep olan ABD-İsrail-İran üçlüsü, akıllara zarar şekilde birbirlerine teşekkür ederek nezaket yarışına girdi.
Son 12 günde yaşananlar film yapılsa, gala gecesinin düzenlendiği sinemada seyircilerin yarısı filmin ortasında “Hadi len, dalga mı geçiyorsunuz!” diyerek salonu terk ederdi.
Yarışmaya soksanız, uzaylıları tekme tokat dövdüğü, uzay gemisi düşüşlerinin elektrik düğmesinden yapıldığı Cüneyt Arkın’ın “Dünyayı Kurtaran Adam” filminden bile daha absürt seçilirdi.
Ama biz, bir film süresi değil, günlerce bunu izlemek zorunda kaldık.
Bu trajikomik insanlarla dalga geçen film plastik su tabancaları ile olsa çok gülerdik ama ölen siviller ortada. Gidişat böyle devam ederse, Brezilya dizileriyle rekabet edercesine bol bölümlü değişik versiyonlarını da ne yazık ki yaşamaya devam edeceğiz.
Yine de;
Şeridi insan kanından oluşan bu filmleri tekrar yaşamamak, izlememek dileğiyle…
Sağlık, huzur, saygıyla kalın!
#HasanBarın #GazzeGerçeği #OrtadoğudaÇifteStandart #İsrailİranSavaşı #MedyaSessizliği #ABDİkiliOynuyor #SivillerÖlüyor #İranGerçeği #GazzeİnsanlıkDramı #Demokrasiİhaneti #NetanyahuYalanları #SiyonistMedyayaHayır #SavaşDeğilSoykırım #VicdanSusmaz #BarışDeğilBomba
#HəsənBarın #QəzzəHəqiqəti #YaxınŞərqdəİkiüzlülük #İsrailİranMüharibəsi #ABŞİkiliStandart #MülkiÖlümDayan #İranınSəsi #QəzzədəSoyqırım #MediaSusdu #NetanyahununYalanları #SionistMedia #VicdanDanışır #SülhYoxƏməliyyatVar #QanlıFilmDavamEdər #SavaşYoxSoyqırım
#Barinajans #Hasan Barın #Osmanlı #Recep Tayyip Erdoğan #Yiğit Bulut #Devlet Bahceli #Rashford #Süleymaniye #SiahlarSusuyor #Serrebrenitza #Terörsüz Türkiye #Milan #PKK'lı #Adalet #Osman Gökçek