“Öğle sonu askerlik durumu için ilçeye askerlik şubesine gideceğim Ali abi.” demişti Ramazan. Onun için sormuştu askerlik durumunu.
“Ali abi, şube ile görüştüm. Bu yıl bizim ilçeden dört tertip göndereceklermiş. Allah nasip ederse kasım ayında askerim.”
“Hadi hayırlısı, Allah kavuştursun. Sana şimdiden hayırlı teskereler.” 
“Sağ ol Ali abi. Allah razı olsun. Bugün öğretmen kuraları çekiliyormuş, akşam haberlerde duymuştum. İnşallah sen de öğretmen olur, göreve başlarsın abi.”
“İnşallah Ramazan, inşallah. Başvurumuzu yaptık. Hakkımızda hayırlısı. Rızkı veren Hüdâ’dır. Nasibimizde varsa olur inşallah.”
“İnşallah Ali abi.”
Sohbet köy yaşantısından ve memleket durumundan bir süre devam etti.
“Dıııt, dıııt, dııt… Saat 13.00 Burası TRT Çukurova Radyosu. Haber merkezimiz tarafından hazırlanan öğle haberlerini sunuyoruz. Önce özetler…” anonsunu duyunca bir anda tüm dikkatlerini radyoya verdiler. Heyecanla beklediği öğretmen atama kuraları bugün çekilecek ve sonucu açıklanacaktı. Belki de Ali’nin hayatının yönü bugün belli olacaktı. 
Sabahtan beri bir huzursuzluk hissediyor; “Ya bugünkü kurada bana görev çıkmazsa…” düşüncesini bir türlü zihninden uzaklaştıramıyordu. Kuranın olumsuz sonuçlanması hiç istemediği bir şeydi. Eğer çok arzu ettiği öğretmenlik görevine atanamaz ise her günü köy yerinde geçip gidecekti. Radyo spikeri haber okumaya devam ediyordu:
“…Millî Eğitim Bakanlığı tarafından öğretmen atamalarına ilişkin kura bugün çekildi. Kazananların listesi yarınki gazetelerde yayınlanacak…” anonsunu duyunca Ali yüreğinin “cız” ettiğini hissetti. Hâlâ içinde atanamayacağına dair bir his vardı. 
Ramazan ise Ali’nin gözlerinin içine bakarak;
“Benim içime doğuyor Ali abi, sen bugün öğretmen olacaksın inşallah.” dedi. Bunları söylerken gözlerinin içi gülüyor, söylediklerinde ne kadar samimi olduğu gözlerinin ışıltısından anlaşılıyordu. 
Ali, yüreğinin derinliklerinden gelen istekle; 
“İnşallah Ramazan, inşallah.” diye karşılık verdi. Ama yüreğini kaplayan sıkıntı bir türlü mola vermiyordu. Aynı duyguyu okulu bitirip köye geldiği günlerde de hissetmişti. Umutlarına çöken o sisli vakitlerin karmaşasında gölge misali ruhuna çöken atanamama korkusu Ali’yi vakitsiz ürkütüyordu. 
Bir keresinde köylerinin imamı Abdurrahman Hoca ile sohbet ederken bu duygularından bahsetmiş, hocası ile dertleşmişti. Ortaokul boyunca yaz kurslarında Abdurrahman Hoca’nın devamlı ve en başarılı öğrencisiydi Ali. Bu yüzden Ali’ye karşı sevgisi ve ilgisi bambaşkaydı Abdurrahman Hoca’nın. Gerçi köylerine geldiği ilk günden beri köyün gençleri ile ilgilenen, fırsat buldukça onlarla sohbet eden, hatta akşamüzeri harman yerindeki futbol maçlarında gençlerle birlikte top koşturan birisiydi o.  
Okuldan geldiği ilk günlerde yapmış oldukları bir sohbette Abdurrahman Hoca;
“Ali, bir gencin yolunu belirlemesinde, hayatının yönünü tayin etmesinde okuması, çabalaması kadar etkili olan bir husus daha var: O da ana-babasının duası. Ana-baba duasını, onların manevi desteğini almak dinimizce de çok önemlidir. ‘Ana babası yanında olup da cenneti kazanamayanın vay hâline!’ diyen sevgili Peygamberimiz bize ana-baba duasının önemini çok güzel anlatır. Ben görüyorum ki köyümüzde bu konuda en şanslı gençlerden birisisin sen. Annen ve baban, sürekli senin için hayır duada bulunuyor, seni koruyup kollaması için Allah'a yakarıyorlar. Sen hiç merak etme. Sendeki bu ana-baba duası olduktan sonra, az sayıda kadro da açılsa evvel Allah bu sene öğretmen olarak atanırsın.” demiş, gönlüne bir nebze de olsa ferahlık vermişti. 
Spikerin kuraların çekildiğini haber veren anonsunu tekrar hatırladığında köyün imamı ile aralarında geçen bu konuşmayı düşündü. “Yarattığı her canlının rızkını veren Yüce Allah, elbet darda koymaz. Hakkımızda hayırlısı ne ise o olur inşallah.” diye içinden geçirerek yerinden doğruldu. Güneş yakıcılığını kaybetmiş, gölge boyu hafif hafif uzamaya başlamıştı. Gölgelik ve serin yerde rahat rahat geviş getiren davarı kaldırarak yaylıma sürme vakti gelmişti. Ramazan’ın elini tutup hızla çekerek onu da kaldırdı.
“Haydi koca çoban! Tembellik etme zamanı değil. Davarı kaldırıp yaylıma salalım da akşama bize bol süt versinler.”
Her ikisi de davarlarını kaldırarak geniş meralık alana saldılar. Akşama kadar hem sohbet ettiler hem de sıra ile davarın etrafını dolanıp dağılıp uzaklaşmalarını engelleyerek bir arada yaylım alanını gezmelerini sağladılar. 
Ali, ne zaman yalnız kalsa ertesi gün şehre gidişini, gazetede yayınlanacak listede kendi ismini arayışını hayal ediyor, o uzun çarşaf listede ismini görememekten çok korkuyordu.
Akşam davarı eve ulaştırdığında annesinin yolunu gözleyen oğlakların heyecanla annelerini emişlerini keyifle izledi. O küçük oğlakların annelerini emebilmek için verdikleri mücadeleyi ve harcadıkları çabayı izleyen Ali; “Hayatta hiçbir şey kolay değil, senin nasibin olan anne sütünü emmek bile büyük bir çaba, büyük bir gayret gerektiriyor. Çok şükür bana düşen görevi yerine getirdim ve başarı ile okulumu bitirdim. İnşallah bugünkü kurada ismim çıkmıştır. İnşallah öğretmen olarak atanmışımdır.” diye düşünüyor, uzaklara dalıp gidiyordu. 
Akşam yemeğini yemişler, ocaklıkta közün üzerindeki kara çaydanlıkta demlenen çaylarını yudumluyorlardı. 
Ahmet Ağa:
“Ali, oğlum. Bugün kura çekilecek diyordun. Ne oldu, çekildi mi? Bir haber var mı?”
“Evet baba, öğleyin haberlerde duydum. Kuralar çekilmiş. Kurada çıkanların isim listesi yarın gazetede yayınlanacakmış. Sabah erkenden şehre gidip gazeteden bakacağım.” 
“Hadi hayırlısı oğlum. Allah hakkında hayırlısını nasip eylesin.” dediğinde Emine Hanım çayları dağıttıktan sonra tepsideki son bardağı alıp tepsiyi yanı başına bırakırken;
“Âmin!.. Kurban olduğum Allah’ım hayırlısını nasip eylesin.” diye dua etti. 
Tüm bu dua ve temennilere Ali;
“Âmin, âmin inşallah.” diye karşılık verdi. Bir yandan çaylarını yudumluyor bir yandan da sohbet ediyorlardı. 
Babası;
“Hanım, sen artık bakarak ol çevrene. Yarın öbür gün oğlumuz öğretmen olursa inşallah, bizim büyük görev esas o zaman başlayacak.” dediğinde, Ali’nin mahcubiyetten yanakları kızarmıştı.
“Sen merak etme Bey; hele sıra evlenmeye gelsin. Bilirsin, analar erkek çocuğunu beşiğe beledikten sonra etrafa, konu komşuya kız beğenmeye bakarlar. Hele sıra ona gelsin; elbet baktığımız, beğendiğimiz birileri vardır. Oğlumuzla paylaşır, nasibinde olan ile hazırlığımızı yaparız inşallah.”
Bu konuşmalar Ali’yi iyice utandırıyordu. Delikanlı olduğu çağdan beri annesinin ve babasının evlilik konusunu açtıkları zamanlarda hep aynı şekilde yanakları pembe pembe olurdu. Çaylar içilince yatmak üzere odasına çekildi. Babasının evlilik konusunu açmasıyla yarınlara kurulu hayaller yatağının baş ucuna usulca misafir odu. 
Ali, okul yıllarından bu yana öğretmen olup ardından mütevazı ama keyifli anlarını ailesiyle paylaşma hayalleri kuruyordu. Bu güzel hayallere rağmen kurada adının çıkmaması, yarın alacağı gazetede isminin olmaması ihtimali Ali’yi geriyordu.
“Sabah ola hayır ola, Allah hayırlısını nasip etsin.” diyerek günün yorgunluğuyla tatlı bir uykuya daldı.
Sabah erkenden kalkan Ali, köyden şehre gidecek ilk minibüse yetişti. Şehir, köylerine kırk dakikalık mesafedeydi. Bu kırk dakikalık yol Ali için kırk saat gibi geldi. Bir türlü bitmek bilmiyordu. Sıkıntıdan yol kenarındaki elektrik direklerini sayıyor, kendince meşgul oluyordu. Bir an önce şehre ulaşmak, o gazeteyi alarak yüzlerce, binlerce ismin arasında kendi ismini bulup rahatlamak istiyordu. 
Ya listede kendi ismini bulamazsa! Bu şüphenin verdiği huzursuzluk onu bir türlü rahat bırakmıyordu. İkilemler arasında varla yokun kavgasını veriyordu. Adının listede var olmasını dualarında sayıklarken kulaklarındaki sessiz çığlık; “Ya yoksa! Ya adın listede yoksa! Ne yapacaksın?” deyip duruyordu. Bu uzun seferde kaybetmek de vardı kazanmak da. Asıl olan ise sonrasıydı. Korkuları, şehre yaklaştıkça minibüsün camından yüzüne vuran güneşin ışıkları gibi rahat vermiyordu bir türlü.

Köyde ise her zamanki hayat devam ediyordu. Ahmet Ağa yine kazmasını omuzlamış bağın yolunu tutmuştu. Davarı bugün köyün çobanına teslim etmişlerdi. Emine Hanım ağılı temizlemiş, el arabasına yüklediği davar gübresini zibilliğe dökerek öğle yemeğini ve kocasının azığını hazırlamak üzere eve çıkmıştı. Attığı her adımda oğlu aklına geliyor, sürekli mırıltı hâlinde dualar ediyordu. Öğle sıcağının iyice arttığı bir zamanda köy minibüsünün hırıltılı motor sesi geldi uzaktan. Emine Hanım’ın kalbi heyecandan küt küt atıyordu. Hissetmişti oğlunun geldiğini. 
Ali, merdiven başında annesini kendisini bekler görünce koştu; eline sarılarak önce elinden, sonra pembe yanaklarından öptü:
“Müjde anne, müjde! Oğlun artık öğretmen oldu. Açılan elli kişilik kadroya girmeyi başardı.” diyerek annesini kucaklayıp kaldırdı. Adıyaman’ın Kahta ilçesi Milli Eğitim Müdürlüğü emrine atanmıştı. Sınıf öğretmeni olduğu için çalışacağı köy veya okul ilçeye vardığında belli olacaktı.
Emine Hanım heyecanını yenemeyerek gözlerinden damlalar süzülürken oğlunun yanaklarına ve saçına buseler konduruyordu. Ne kadar mutluydu... 
Alelacele Ahmet Ağa’nın azığını hazırlayan Emine Hanım oğluna seslendi:
“Al oğlum, babanın öğle yemeği. Hem azığı götür hem de müjdeli haberi ver babana. O da şimdi merakla seni bekliyordur.” 
Azık çıkınını alan Ali, neşeli bir şekilde ıslık çalarak bağın yolunu tuttuğunda Emine Hanım, hâlâ gözyaşlarını tutamıyor;
“Allah’ım rızık senin elindendir. Çok şükür oğluma bir rızık kapısı açtın. Sana sonsuz şükürler olsun ya Rabbi!” diyerek Allah’a hamd ediyordu. İki gözü iki çeşme mutluluktan ağlıyordu. En büyük hayali gerçek olmuş, sonunda biricik Ali’sini öğretmen olarak görmek nasip olmuştu. 
Diğer yandan Ali’den önce doğan fakat hepsi hayata erken veda eden çocukları gözünün önüne geliyordu. Onları hayal ettikçe bir yandan dua ediyor bir yandan da sel olan yaşlar yanaklarına doğru akıyordu... Ana yüreğiydi bu, hüzne de dayanamıyordu sevince de. 
*** SON ***

#Alpaslan Demir
İstanbul-21.11.2025

 

 

 #Eleni #ÖzgürÖzel #LiderimizUysalAltundağ #Papa #TasacakBuDeniz #KademeKülfetDeğilHak #darlex #HaticeÜnal #Benes #Hiristiyan #CocaCola #Haçlı #YasinKol #2024KPSS #Hayırlı #gümüş #EkYirmiBeşbinAtamaKPSS2024 #Roma #FenerbahçeGalatasaray


BİR HİKÂYE: Ana Baba Duası - 2

Geçen haftanın devamı: “Ramazan, ne oldu senin şu askerlik işi.” diye sordu Ali. Ramazan’ın askerlik çağına gelmiş, bu yıl sonu veya önümüzdeki yılın başında askere alınacaktı. Geçen hafta köyde cuma namazında karşılaştıklarında;

Araştırmacı Yazar-Alpaslan DEMİR

20.11.2025 23:49:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 261 Kişi
% 97,02
Hayır 8 Kişi
% 2,97

Fenerbahçe Arsavev, 10'da 10'la Zirveye Göz Kırptı.

Arda Turanlı Shakhtar zirveye koşuyor: Dinamo Kiev’i 3-1 yendi

Fenerbahçeli basketbolcu sözleşmesini tek taraflı feshetti: Kulüp yasal süreci başlattı

Sadettin Saran Üç Yıldıza “Güle Güle” Demeye Hazırlanıyor

A Milliler sahneye çıkıyor: 2026 Dünya Kupası yolunda kritik üç sınavın tarih ve saatleri açıklandı

Türkiye, İsrail’i 10-3 mağlup ederek Avrupa Şampiyonu oldu

Fenerbahçe’de Ederson Şoku! Oynayamazsa 3. Kaleci Tarık Çetin Kaleyi Koruyacak

Muhteşem Başarı: Muhammed Furkan Özbek’ten Dünya Rekoru ile Gelen Dünya Şampiyonluğu!

Rus sporcular Gence'deki açılış törenini boykot mu ediyor?

Son Dakika: Yusuf Ayçiçek Al-Hilal’de

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 15 11 1 3 21 36
2.FENERBAHÇE A.Ş. 14 9 0 5 18 32
3.TRABZONSPOR A.Ş. 14 9 1 4 13 31
4.GÖZTEPE A.Ş. 14 7 2 5 10 26
5.SAMSUNSPOR A.Ş. 15 6 2 7 6 25
6.BEŞİKTAŞ A.Ş. 14 7 4 3 7 24
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 14 6 4 4 -1 22
8.KOCAELİSPOR 14 5 6 3 -3 18
9.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 14 4 6 4 3 16
10.CORENDON ALANYASPOR 14 3 4 7 -1 16
11.TÜMOSAN KONYASPOR 14 4 7 3 -4 15
12.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 14 3 6 5 -6 14
13.HESAP.COM ANTALYASPOR 14 4 8 2 -11 14
14.KASIMPAŞA A.Ş. 14 3 7 4 -7 13
15.İKAS EYÜPSPOR 14 3 8 3 -8 12
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 14 2 6 6 -17 12
17.GENÇLERBİRLİĞİ 14 3 9 2 -7 11
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 14 2 10 2 -13 8

YAZARLAR