Savaş halinde, cephedeki unsurları destekleyen ve doğrudan cepheyle teması olmayan sivil yapıya cephe gerisi denir. Cephe gerisi darmadağın edilirse cephede savaşanlardan başarı beklenemez.
Bu nedenle, tüm Türk kağanları sefere çıkmadan önce cephe gerisini emniyete alırlardı. Bunun istisnası yoktur. Günümüzde ise ilk saldırılar genelde cephe gerisinden başlatılmaktadır. Önce iç kamuoyu karıştırılıyor, ardından içeride yeterli tahribat sağlandıktan sonra silahlı kuvvetlere saldırılıyor.
Son örnek, İran’dır. Önce içeriyi çürüttüler, sonra fitneyi ateşlediler, ardından sınır dışındaki İran yapılarına saldırdılar. En sonunda ise İran topraklarına doğrudan saldırdılar.
İran topraklarında, Türklerin yaşadığı bölgeler ateş altında kaldı. Pers yöneticilerinin işine gelen bu saldırılar sonucunda, erken bir ateşkes sağlandı. Molla rejiminin yapamadığını Siyonistler yaptı. Vurulan nükleer tesislerden sızan radyasyonun boyutu ise sır gibi saklanıyor.
Önümüzdeki aylarda gerçek tahribatın kimlere isabet ettiği açıklığa kavuşacaktır. Asıl saldırı, Türkiye’nin güvenliği açısından hayati öneme sahip Türk yurtlarına yapılmıştır. Yani: saldıran memnun, saldırılan memnun, yırtılan Türklerin yakası!
Gelelim cephe gerisine: Siyasal iktidar, cephe gerisini sıkı tutmaktan bahsediyor. Bu, hem doğru hem de çok önemli bir yaklaşım. “Terörsüz Türkiye” söylemi sıkça vurgulanıyor. Bu, hepimizin hoşuna giden bir söylemdir. Terörsüz bir Türkiye’yi kim istemez ki?
Türkiye; çıkış nedeni şüpheli, öncekilerden farklı biçimde yerleşim yerlerini hedef alan yangınlarla karşı karşıya. Eş zamanlı çıkan bu manidar yangınlar dikkat çekiyor. Yangın söndürme uçak ve helikopterlerine gece görüş sistemleri takmak kimsenin aklına gelmiyor mu?
Sabotajcılara verilen cezalar caydırıcı olmalıdır. Sabotajcıları kullanan ya da yönlendiren ülke veya konsorsiyumlara benzer misillemelerde bulunulmalıdır. Ciğerlerimizi yakanların ciğerleri de yanmalıdır.
Yıllardan beri yazar söylerim: Din birliği, çok önemli ve yaşamsal bir konudur. Yehova Şahitlerinin İlahiyat Fakültelerine olan ilgisi boşuna değil! Avrupa’nın, din birliğimizi bozmak için denediği pek çok yönteme tanıklık ettik, ediyoruz.
Leman Dergisi, Avrupalı ağalarını taklit ediyor. Türkiye’de eline silah alıp ortalığı “İslam adına” kana bulayacak Avrupa finanslı pek çok sapık akım ve mensubunun olduğu unutulmamalıdır. Daha ilk gün, göstericilerin arasına birçok provokatörün karıştığı bilgisi haber bültenlerine düştü.
Adamların niyetleri belli, sonları da belli. Halkın şiddete bulaşmasını, devletin enerjisinin cephe gerisinde heba edilmesini istiyorlar. Güzel yurdumun sokaklarının ateş topuna dönmesini istiyorlar. Siyasal iktidar, oyunun farkında gibi görünüyor.
Öte yandan, siyasal kimlik taşıyan, siyaset yapan, nesebi ve inancı şüpheli bazı kişilerin, Diyanet İşleri Başkanı şahsında dine müdahalede bulunduğunu gözlemliyoruz. Yüce Çalap’ımızın ayetlerine “saçma” diyebilecek kadar azıtan kişi ve grupların da gündeme gelmesi gerekiyor.
Hani Türkiye laikti, laik kalacaktı? Anladığım kadarıyla laiklik; Müslümanın ağzını tıkayacak, din düşmanlarına sınırsız alan açacak şekilde lanse ediliyor! Hani din ve devlet işleri ayrıydı? Bu tür kendini bilmezler, düşmanlıklarını içlerinde yaşayıp fırsat buldukça zehirlerini saçıyor. İçimizdeki bu düşmanlara karşı uyanık olmamız, herkesin yasalar çerçevesinde tedbir alması yerinde olur kanaatindeyim.
Dışarıda ise: Rusya’nın Azerbaycan’a karşı hoyratça davranması tesadüf değildir. İçimizdeki gelişmelerle doğrudan bağlantısı olabilir. Hindistan’ın diken üstünde durması da boşuna değil.
Burada yazamadıklarımız da dahil olmak üzere tüm bu oyunları bozacak, çıkabilecek tüm sorunları çözecek güce devletimiz fazlasıyla sahiptir.
Devletimiz, yoluna devam edecek ve hedeflerine Yüce Çalap’ımızın yardımıyla varacaktır.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları, devletimize ve milletimize hizmet edenlerin ve onların duacılarının üzerine olsun.
Vesselam.
#Lütfullah KALELİ
#Barinajans #Hasan Barın #Manavgat #Doping #Maximin #Doping #PolisMutsuz #NihatGenç #Baklava #Fransızca #Rüşvet #Siyonizm İnsanlık Katilidir #Kamu Çerçeve Protokolü #4 Temmuz #Ruhu #Tunç Soyer #Şiyar Güneş #Yanacak #Mekanı #Fransızca #Nihat Genç #PolisMutsuz #Adil #İsmail