Bütün evrenin temelini madde, varlığının esasını ise enerji oluşturur.
Enerjisi biten madde yok olur; enerji ise tüketilerek bir biçimden diğerine dönüşür ve sonunda tükenir.
İnsan da böyledir, toplum da, devlet de.
Bir devlet enerjisini yükselişi ve gelişimi için kullandığında daima ilerler.
Ancak enerjisini kendi içindeki mukavemet güçlerine karşı harcamaya başladığında, o devletin hızı düşer. Artık enerjisini ilerlemeye değil, yerinde saymaya harcar.
Dahili mukavemet ne kadar güçlüyse, devlet enerjisini o kadar hızlı içeride tüketir.
Bugün Türkiye’de, ülkenin her adımına karşı çıkan muhalefet, ona bağlı medya ve çevreler, farkında olarak ya da olmayarak, Türkiye’nin ilerlemesini durdurmak için çalışan dahili mukavemet güçleri haline gelmişlerdir.
Amaç, Türkiye’nin enerjisini içerde harcatarak ilerlemesini engellemektir.
Dünya, bilim ve teknolojide çok hızlı bir dönüşüm yaşıyor. Bu gelişmeye ayak uyduramayan ülkelerin gelecekte tarih sahnesinden silineceği açıktır.
Bu gelişmeye ayak uydurabilen az sayıdaki ülkeden biri, son 20 yılda savunma sanayine, bilime ve teknolojiye büyük yatırımlar yaparak ciddi ilerlemeler kaydeden Türkiye’dir.
Bugün Çin, teknoloji ve savunma sanayinde çok büyük bir mesafe katetmiştir.
Çin’i yakalamak kolay değildir; bunu hiçbir ülke kısa vadede başaramaz.
Ancak Türkiye, bütün enerjisini yeni nesil silah teknolojilerine, elektromanyetik ve lazer silahlara, yazılımlara ve yerli savunma sistemlerine yönlendirerek, bu alanda dünyanın lider ülkeleri arasına girme yolundadır.
Dünyanın dört bir yanında savaş çığırtkanlıkları artarken, bütün ülkeler hızla silahlanmaya devam ediyor.
Savunma sanayisini büyüten Türkiye ise, bu küresel savunma ekonomisinden büyük pay almaya aday ülkelerden biridir.
Türkiye’yi dışarıdan durduramayan güçler, bu kez Türkiye’nin enerjisini içeride tüketmek için dahili mukavemet güçlerini, yani “rezistansları” devreye sokmuşlardır.
“KAAN’ın motoru yerli değilmiş” diyorlar.
Oysa hükümet bunu zaten daha önce açıklamıştı: Uçak motoru TF-35000 üzerinde TEİ çalışıyor ve seri üretimde yerli motor kullanılacak.
Şimdi bu dahili mukavemet odaklarının, bilinen bir gerçeği yeniymiş gibi abartarak sunması kime hizmet ediyor?
Elbette Türkiye’nin enerjisini heba etmek isteyenlere.
Aynı tavrı yerli otomobilde, yerli füzede, yerli tankta, yerli uçak gemisinde ve daha birçok milli projede görüyoruz.
Her defasında aynı tepki, aynı direnç, aynı mukavemet.
Oysa bütün bu yerli üretimler – teknolojiler, silahlar, araçlar – bizim içindir, halk içindir.
Bizim evlatlarımız, bizim geleceğimiz içindir.
Hem savunma ihtiyacımızı karşılamakta, hem de ülke ekonomisine katkı sağlamaktadır.
Tarih boyunca “şikayet ticareti” dünyanın en kârlı ticareti olmuştur.
Özellikle savaş rüzgârlarının estiği dönemlerde, ülkelerin vazgeçmediği tek ürün silah olmuştur.
Silah endüstrisi, tarih boyunca diğer sanayi dallarının da gelişmesine öncülük etmiştir.
Ülkeler büyümüş, gelişmiş, güçlenmiştir – bu sayede.
O halde gelin, ülkemizin geleceğinin önüne takoz olmayalım.
Enerjimizi ülkenin gelişimine karşı bir mukavemet gücü (rezistans) olarak değil,
ülkenin ilerlemesine tekan (itici güç) olarak kullanalım.
Unutmayalım:
Evrende hiçbir enerji sonsuz değildir.
Bugün ülkenin enerjisini durdurmaya çalışanların enerjisi de bir gün bitecek, tükenecektir.
Ama enerjisini halktan alan, halkıyla bir olan bir güç – daima güçlenecektir.
#EndlessGenocideGaza #PolislerSoruyor #SerdarÖktem #SinanAteş #DevletBahceli #ElazığEmniyetiveBelediyesi #Daltonlar #Halep #Suriye #BitmeyenSoykırımGazze #İmralı #Osman #AKParti #Mansur #Hamas
Evet 246 Kişi
Hayır 8 Kişi