Amerika bugün barışın değil, İsrail’in kurtuluşunun peşinde.
Gazze ya da Filistin onların umurunda değil.
Washington’un tek derdi, İsrail’i kendi açtığı bataklıktan – ne kadar az zararla – kurtarabilmek.
Bize iki ruh hastasını, Trump’ı ve Netanyahu’yu gösteriyorlar.
Ama arka planda asıl planı kuran “üst akıl” bambaşka bir hesap peşinde.
Bu kurulan masa, bir barış masası değil; İsrail’e bağış masasıdır.
Ama Hamas bunu yemez.
Anası, babası, ailesi gözlerinin önünde acımasızca katledilen insanlar bu oyuna boyun eğmez.
Çünkü onlar, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış bir halkın çocuklarıdır.
Savaşın uzaması İsrail’i dünyadan tecrit ediyor.
Bu yalnızca diplomatik bir izolasyon değil; ekonomik çöküşün de habercisi.
İsrail’in imajı artık kurtarılamaz noktada.
Bu gerçeği “Sevgi pıtırcığı” Trump da çok iyi biliyor.
Bugünkü görüşmeden sonra “İsrailli basın isterse soru sorabilir” demesi bile birçok şeyin işareti.
Ve şimdi gözler Gazze’ye doğru ilerleyen küresel yardım filosunda.
Üç gün içinde Gazze’ye ulaşmaları bekleniyor.
Eğer o gemiler Gazze’ye girerse, dünyaya orada yaşanan insanlık dramı tüm çıplaklığıyla servis edilecek.
İsrail’in yıllardır “meşru müdafaa” diye yutturduğu soykırımın sahneleri artık gizlenemeyecek.
Amerika’daki o üst akıl bunu çok iyi biliyor.
O yüzden acele ediyor, o yüzden masalar kuruyor, o yüzden “barış” kelimesinin arkasına saklanıyor.
Çünkü gerçek barış, Gazze’ye giren o gemilerin göstereceği görüntülerle başlayacak.
Ve o gün geldiğinde dünya, kimin insanlık, kimin barbarlık tarafında olduğunu açıkça görecek.
Gazze sadece bir coğrafya değil.
Gazze, insanlığın vicdanıdır.
Ve o vicdan, hiçbir masada satılık değildir.
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi