Dünya kurulduğundan beri değişmeyen esasları bu haftaki yazıma başlık yaptım. Yer yüzünde insanoğlunun varoluşundan bu yana savaşsız-ölümsüz bir dönem geçmemiştir. Bahsi geçen süreçte varlığını devam ettiren tek yasa orman kanunları olagelmiştir.
Gücün varsa medenisin- gücün varsa haklısın- gücün varsa yasaları sen belirler ,insan hakları-demokrasi anlayışını sen belirlersin. İstediğin yerden istediğin miktarda haracını alırsın ve seni herkes ayakta karşılar ve saygıda kusur etmez.
Örnek mi istiyorsun hemen verelim. Amerikan turpunun (BAŞKANI)son üç günde yaptığı orta doğu gezisinde üç trilyon dolar dolar haraç kesti ,sonsuz Saygı gördü. Sonra canı istedi diye Suriye’ye uyguladığı yaptırımları kaldırdı. Zevk meselesi kabul ettiği ,insan hakları-savaş suçları- demokrasi anlayışını İsrail’in isteklerine göre anladı. Uyguladı. Yada uluslar arası hukuku yok saydı.
Türkiye’nin barış anlayışı ,girişimleri, komşularıyla olan ilişkileri gücü oranında ilerlemekte, gücü oranında gelişmekte. Güç- zeka ile birlikle olursa değer kazanır. İşlev alanları genişler. Türkiye’nin Şu anki güç durumu başlangıç düzeyini aşmış durumdadır. Önümüzde gücümüzü geliştirmek zekamızla doğru orantılı ilerletmek için daha çok çalışmalı, fırsatları daha iyi değerlendirmeliyiz.
Ayrıntılarda boğulmak akıllı ve güçlü olanların yapacağı iş değil. Cephe gerisi, devletimiz tarafından sürekli düzenlenmeli, çıkıntılar bertaraf edilmelidir. Son zamanlarda cephe gerisinin düzenlemelerini hisseder duruma geldik.
Bir de, ellerinde şehitlerimizin kanları olanların hukuk önünde hesap vermeleri sağlanmalı, terör baronlarının sağa sola kaçışmalarına izin verilmemelidir. Benim yurt sever bir yurttaş olarak devletimden temennim budur.
Düşmanlarımızın uyumaları veya boş durmaları beklenemez! Boşta durmuyorlar. Düşmanlarımıza gücümüzü daha yakından hissettirsek kıyamet mi kopar. Devletimizin gücünü sahada hissetmek bizlere ancak gurur verir. Daha çok gururlanmak istesem suç işlemiş olur muyum?
Güç atmaktır- güç vurmaktır. Güç(insan gücü-Para-akıl ve silah)tan oluşur. Sadakat ise olmazsa olmazlardandır. Türk devletinin omurgasını oluşturanların sadakatinden asla şüphem olmadı. Olamaz da!
Ancak var oldukları ulusa ihanet içinde olanların, cezaları ,mutlaka verilmeli, mümkünse yarına bırakılmamalı. Özellikle güç aldıkları mal varlıklarının hazineye devri sağlanmalıdır. Cephe gerisini sağlama almadan girişilecek her mücadele başarısızlıkla sonuçlanır.
Basının yerlilik ve millilik oranı yüzde, yüz’e çıkarılmalı, beşinci kol faaliyetleri durdurulmalıdır. Bir yurttaş olarak çok şey mi, bekliyorum. Sermaye guruplarının da yerli ve milli olması için girişimlerin güçlenerek devam etmesi hayallerim arasındadır. Kızıl Soros’un (Kavala)başımıza açtığı işler kulağımıza küpe olmalıdır.
Bugünkü şartlar altında güç- zeka ve sadakatin bir araya geldiğini, devletimizin gücünü daha yakından hissettirdiğini düşündürecek çok şeyler yaşıyoruz. Böyle giderse daha çok gelişmeleri ve devletimizin gücünü izleme fırsatı bulacağımızdan eminim.
Görklü Çalap’ımızın görkemli selamları ,devletimizin gücünü Arşı alaya (evrenin sonuna) kadar çıkarmayı amaç edinen-çalışan kullarının üzerine olsun vesselam.
#LÜTFULLAH KALELİ
#Google #Barinajans
#Coca-Cola #LinetYalnızDeğildir #Vahdettin #iphone 16 #19 Mayıs #UzakŞehir #İzmir #Muslera #Bayramda2024KPssEkAtama #Fenerbahçe #THE REAL ONE #Azerbaycan #Ey Türk #Gençler Hapiste Çürümesin #Hande Yener #Yahudi #Şalom #Gündoğdu #Milli Mücadele #Bitcoin #İzmir #Netanyahu