Adamın birinin tek hayali cennete gitmekmiş.
Ona göre yaşar, bütün ibadetlerini yerine getirir; nasıl gönderildiyse öyle gitmek için yediğine içtiğine dikkat eder ona göre yaşarmış.
Güzel manzaralı uçurum kenarında etrafı seyrede seyrede gezerken birden ayağı taşa takılmış uçurumdan aşağı yuvarlanmış. Dibe doğru hızla yola alırken sağlam bir ağaç dalı yakalayıp tutunmuş.
Ağaç dalının altında aşağıya, sağa-sola doğru sallanan bedenini, yerçekimine muhalefet edecek kadar garantiye aldıktan sonra, kafasını yukarıya doğru kaldırıp başlamış bağırmaya;
“İmdat, kimse yok mu”?
Bir kaç defa bu tekrar cümlesinden sonra gayet net, tok, mistik bir ses duymuş:
“Cennete gitmek için çok uğraştın, o dalı bıraktığın zaman hep istediğin, uğraştığın, hak ettiğin olacak. Cennete gideceksin”
Adam, sesin verdiği şoku birkaç saniyede atlattıktan sonra, sesi daha uzağa duyulsun diye kafasını daha yukarı doğru uzatıp daha yüksek sesle;
“Başka kimse yok muuuu?”
Peki, kurtulmuş mu?
Bilmiyorum kurtulmuşsa bile ölünce cennete gitmek için hala uğraşıyordur.
Hikâyenin doğruluğu yanlışlığı bir yana,
“Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez!” sözünü kanıtlar bir hikâye!
Bir de duygudaşlık kurmanızı sağlayayım:
4 tane kaplan etrafınızı sarmış, sizi parçalamak için size doğru koşturuyorlar ve kaçacak bir yer yok!
Peki, ne yaparsınız?
Gene kaçmaya çalışırsınız dimi?
Laf aramızda ben de aynı şeyi yaparım.
Peki, niçin?
Birkaç saniye daha fazla yaşamak için!
Birkaç saniye sonra bir anlamı olmayacak birkaç saniyelik mücadele!
Bloom’un ihtiyaç listesindeki yaşama ihtiyacının, nefsin esas amacının birinci sırada olmasının haklılığını belgelercesine verilen birkaç saniye!
Bu duyguları anlıyorum!
Ama anlamadığım, kafamın basmadığı şu:
Bir komutanın ordusuna hücum emri verdikten sonra, en önde gidip düşmana ilk açık hedef olmasının, askerlerinden birkaç saniye önce ölecek olmasının vakit hesabını aklına getirmeden duraksamadan ilerlemesinin mantığı:
Hokuma Aliyeva, 25 Aralık 2024'te vurularak düşürülen Azerbaycan Havayolları'nın 8243 sefer sayılı uçağında hostesti.
Uçak düşerken paniğe kapılan yolcuları, yerlerine oturmalarını sağlayarak sakinleştirmek için “Her şey yaxsi olacak!” (Her şey güzel olacak, düzelecek) diye konuşması hâlen kulaklarımdadır.
Uçağın içinde Hokuma’da vardı, uçak düştüğünde ise teskin etmeye çalıştığı yolcuların birkaç saniye de değil aynı saniyede başına ne gelecekse onun da gelecekti.
Ölüm gitmemek üzere sadece bir defa gelecekti.
Ve sadece ve sadece bir defa ölüyor insan!
İşte ben bu komutan ve Hokuma’nın ve onun gibilerin duygularını anlamıyorum, gerçekten kafam basmıyor.
Sonra güncel ayrı bir çağrışım kalemimin ucuna takılıyor.
Kalemimin ucu öncelikle şunu belirtmeden edemeyecek: Uçağa binmek kaza riski az olsa da oluşan kaza ölümcül olacağından, ölümü göze almaktır.
Askeri uçaktaysanız, içeriden oluşabilecek bir olumsuzluk, dış müdahale riski de olduğundan, ölümü daha fazla göze almalısınız.
Kalbimden acı içinde kalemime akan soru:
Gürcistan’da üç parça halinde düşen C130 nakliye uçağımızdaki askerler de kendi sonlarını düşünmeden mutlaka birbirlerini teskin etmişler midir?
Mutlaka etmişlerdir!
Hele hele Şehitlik mertebesine birkaç saniye sonra ulaşacak olmanın şevkiyle çok etkili olacak şekilde etmişlerdir.
Kalbimde duyduğum, teskin için çıkan her kelimenin harfine kurban olurum.
Milletim:
Şehitlerimiz üzerinden birkaç saniyeliğine büyüleyici özellik kazanmak için ileri geri konuşanlara; fırsat kollayan satılmış provokasyonculara kulak asmayın.
Herkes sakin olsun: Koskocaman Devlet var!
Her şey güzel olacak!
Saygılarımla!
Tarihçi, Araştırmacı Yazar Hasan BARIN
#KandırılanEsnaf #Gemini #Çaresizlik #AybükePusat #EşrefRüya #KurtuluşOrhan #Filistini Yalnız Bıraktık #Lefter1907 #23Kasımda DiyarbakıraGeliyor #KoğuştakiÇocuk ÖzgürOlsun #Achraf Hakimi #Araplar #Nisan #Caresizlik #10 Filistinli #Arap #AldatılanBağkurlu #SözdeBağkurEşitlendi #Ukrayna #Zelenski #Nividia #Osmanlı #Hayırlı #Donald Trump #KademeMeclisinBorcu #Aldım #Gaza
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi