İnsanlığın var olduğu günden bu yana her gün yeni ihtiyaçlar yeni meslekler ortaya çıkmıştır. Ancak insanlıkla birlikte var olan, bana göre, üç kutsal meslek grubu vardır. Öncelik sıralaması olmaksızın bunlar, tarım, sağlık ve eğitimdir.
Başlangıçta avcı-toplayıcı olarak yaşamını sürdüren insanoğlunun yerleşik yaşama geçmesi ve tarımın başlamasıyla ilgili farklı fikirler bulunmaktadır. Britannica Ansiklopedisine göre “Oldukça çeşitli bitki ve hayvanlar, farklı zamanlarda ve birçok yerde bağımsız olarak evcilleştirilmiştir. İlk tarım, son Pleistosen buzul döneminin veya Buz Devri'nin (yaklaşık 11.700 yıl önce) bitişinde ortaya çıkmış gibi görünüyor. Bu zaman diliminde sıcaklıklar arttı, buzullar eridi, deniz seviyeleri yükseldi ve Dünya'daki ekosistemler yeniden düzenlendi.”
Böyle mi oldu bilemiyoruz, ama bildiğimiz bir gerçek var ki, tarımdaki ilerleme ve ürün artışı ile insanlığın gelişimi birbirine bağımlı bir halde.
1950 yılında başlayan “Yeşil Devrim “ile tarımsal üretim ve teknoloji her geçen gün yeni bir boyut kazanmakta. Artan nüfusun beslenmesi, yerleşim alanı, sanayi gibi daha birçok faktörle tarımsal üretim alanı azalmakta. Bu duruma yaşadığımız iklim değişikliğini de eklediğimizde sürdürülebilir bir gıda üretimi için alternatif üretim yöntemleri aranmakta. Bunlardan biri de dünyada ve Türkiye’de yaygınlaşan hidrophonik(topraksız) tarım yöntemidir.
Topraksız tarım hızla artan nüfus karşısında dünyaya yetebilecek kapasitede üretim yapabilmek amacıyla ortaya çıkan bir sistem.
Bilindiği gibi bitkisel üretim için olmazsa olmazı ısı, ışık ve oksijendir. Bununla birlikte makro ve mikro besin elementleri bitkinin alabileceği formda verilmesi durumunda topraktan bağımsız üretim yapılabilmektedir. Tamamen kontrollü ortamda yapılan sistem ile yüksek verim elde etmek mümkündür. Sistem bilgi ve teknoloji yoğunluğu üstüne kuruludur.
Topraksız tarım sistemi iklim koşullarından bağımsız üretim yapmak mümkündür. Sistem ile şimdilik domates, biber, patlıcan gibi bahçe bitkileri ile muz gibi tropikal meyveler üretilse de insanlığın en temel gıdası olan hububat ve yağ bitkileri üretimi şu aşamada ekonomik olmamakta yapılmamaktadır.
Sistemin en büyük avantajı ise iklim koşullarının kontrol edilebilmesi ile doğal afetlerden zarar görmemesi sayılabilir. Bunun dışında dikey tarım sistemi uygulanarak birim alanın etkin kullanılmasıdır.
Sistem her ne kadar cazip görünse, Türkiye ve dünyada yaygınlaşsa da beraberinde bazı bilinmezlikleri taşımaktadır. Birincisi kuruluş ve sürdürülebilirlik maliyetinin çok yüksek olması yeterli ürün arzının ucuza maledilip edilmeyeceğidir. Sistemin kuruluş maliyetinden öte sürdürülebilirlik aşamasında özellikle marjinal iklim koşullarında ısıtma, havalandırma ve aydınlatmada kullanılacak enerji maliyetleri üretim maliyetini etkileyecektir. Enerji maliyetlerinin istikrarsızlığı ve temini en büyük sorunlardan biridir.
Bunun dışında topraksız tarım sisteminde kullanılacak tohum ve fideler yüksek verim kapasitesine sahip hibrit veya Genetiği Değiştirilmiş tohumlar olmak zorundadır. Çünkü geleneksel tohumlarla yüksek verim elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla dünyada tohum teknolojisine sahip 3-5 küresel şirket bütün dünyadaki üretimi kontrol edebilecektir. Olası savaş veya diğer krizler karşısında üretim yapılamayacaktır. Yine üretimde kullanılan girdilerin yüksek teknoloji içeren ürünler olması nedeniyle bu alanda da küresel şirketlerin denetimi ve etkinliği hızla artacaktır.
Her yeni teknoloji beraberinde bazı bilinmezlikleri ve sorularını da getirdiği bir gerçektir. Her sorunun çözümü bir başka sorunu beraberinde getirmektedir. Başlangıçta cazip gibi görünse de beraberinde bazı bilinmezliklerle bu teknolojinin zaman içinde insan türünün hayatını nasıl etkileyeceğini yaşayıp göreceğiz.
#ÇanakkaleGeçilmez #Canakkale #MehmetAkifErsoy #Türkiş #Diploma #Yemen #AileKorunsun #@FBvSAM #Adil68BinÖğretmenAtaması #KademeHemenYasalaşmalı #Busenaz Sürmeneli #Okan Koçak #Dzeko #TOBB #Ümit Özdağ #F-35 #SrajyerÇırağaEksiksizSgk #Azerbaycan #Ermenistan #İlham Aliye #Paşinyan #ABMisyonu #AzerbaycanErmenistanSavaşı #İran #F-16 #Lübnan ##18MartÇanakkaleSavaşı #UzakŞehir #Tanyeli #KızılGoncalar #Mustafa Kemal Atatürk #Minnetle #Fransızlar #AfraSaraçoğlu