
Enerji İhracatı: İran’ın can damarı petrol ve doğalgaz satışı. Snapback sonrası, global enerji piyasaları İran petrolünü “yasaklı ürün” statüsüne sokabilir. Bu, günlük ihracatın %60’ını silmek demektir.
Bankacılık ve SWIFT: Tahran yeniden uluslararası finans sisteminden izole edilirse, içeride döviz kuru freni patlamış kamyon gibi uçuruma yuvarlanır.
İç Pazar ve Enflasyon: Bugün İran’da temel gıda enflasyonu resmi rakamlarla %70’lere yaklaşmış durumda. Snapback sonrası, ekmek ve pirinç gibi halkın temel besinleri bile altın değerinde olacak.
İran halkı yıllardır “ekonomik direnç” masalı altında kemer sıkıyor. Ancak snapback şoku, toplumda “hayatta kalma içgüdüsünü” tetikleyecek. Tahran, Tebriz, İsfahan ve Ahvaz’da ekmek ve mazot kuyruklarının yeniden sahneye çıkması, 2019’daki benzin protestolarını gölgede bırakabilir.
Rejim içeride “direniş ekonomisi” masalı anlatıyor. Ancak snapback, dışarıdan bypass yollarını kapatır. Çin ve Rusya’nın İran’a kalkan olma kapasitesi sınırlıdır; çünkü snapback BM şemsiyesiyle küresel bir yasak niteliği taşır.
İran ekonomisi aniden çöküşe geçer, toplum ve rejim kontrolü kaybeder. Bu durumda Türkiye:
Sınır güvenliği baskısı: Güney Azerbaycan ve İran-Türkiye sınırında göç ve sınır olayları artar.
Enerji arzı: İran doğal gaz ve petrolü Türkiye’ye aksiyona uğrayabilir; arz kesintisi enerji maliyetlerini yükseltir.
Ticaret ve lojistik: Karşılıklı ticaret ve kara yolları risk altında; lojistik maliyetler ve göç yönetimi yükü artar.
Stratejik hamle: Türkiye’nin sınır kuvvetleri ve enerji güvenliği protokolleri hızla devreye girmek zorunda kalır.
İran ekonomik ve toplumsal krizler yaşar, ancak çöküş kontrollü kalır. Türkiye açısından:
Enerji güvenliği: Arz dalgalı ama kısmen devam eder; alternatif rotalar ve depolama stratejileri önem kazanır.
Sınır yönetimi: Göç baskısı sınırlı tutulur; kısa süreli işçi ve insanî akınlar görülebilir.
Bölgesel diplomasi: Türkiye, hem Azerbaycan hem de İran ile diplomatik mekanizmaları kullanarak krizleri yönetir.
Fırsat: Türkiye’nin bölgesel lojistik ve enerji koridoru ağı güçlenebilir; ekonomik işbirliği projeleri (yenilenebilir enerji, ortak seküler eğitim ve sanayi işbirliği) hayata geçirilebilir.
İran, pragmatik adımlar atar, snapback kısa süreli olur. Türkiye’nin rolü öne çıkar:
Kriz yönetimi: Türkiye, diplomatik girişim ve arabuluculuk kapasitesiyle bölgesel istikrarı destekler.
Enerji ve ticaret: Kısmi normalleşme ile enerji ve mal akışı stabil kalır; ticaret maliyetleri düşer.
Bölgesel işbirliği: Seküler eğitim, enerji güvenliği ve altyapı projeleri üzerinden uzun vadeli bölgesel kalkınma için fırsatlar doğar.
Stratejik kazanç: Türkiye, hem diplomatik hem ekonomik avantaj elde ederek bölgesel liderliğini güçlendirir.
Riskler: Enerji arzında dalgalanma, göç baskısı, sınır güvenliği maliyeti, bölgesel jeopolitik gerilim.
Fırsatlar: Enerji ve ticaret koridorları güçlenir, diplomatik liderlik ve bölgesel işbirliği fırsatları doğar, seküler eğitim ve altyapı projeleri ön plana çıkar.
Strateji: Türkiye’nin önceliği, riskleri minimize ederken fırsatları maksimize etmek olmalıdır; hem sınır güvenliği hem enerji ve diplomasi önlemleri eş zamanlı yürütülmelidir.
Snapback, sadece İran ekonomisi için değil, bölgesel güç dengesi ve Türkiye’nin stratejik konumu açısından da bir kırılma noktasıdır. Ankara, bu süreçte hem kriz yönetimini hem de fırsatları doğru dengeleyerek bölgesel liderlik avantajı kazanabilir.
#Cumhurbaşkanı Erdoğan #Barinajans #Barınajans #Hasan Barın #Fabrizo Romano #AbdyllahKavukçuİstifa #Femerbahçe'ye #Goldebguzelliksiirt #Rabbim #Özgür Özel #Dünya #$WLFI #EmeğinSesiKademe #Eytli5000veKısmiSusmaz #Iran #Yeni Sözler Vermeyin #EhliyetAffı #Martiniz #Timber #Onana #Karakterden #Aston Villa #Şöförİçin TekÇare #Lemmens #İstanbul Valiliği #İsmail Küçükkaya #Ümit Çapkın
Evet 261 Kişi
Hayır 8 Kişi