İsrailoğulları ile Türkiye arasındaki savaş, yaklaşık 150 yıldır devam ediyor.
Bu mücadele, 1948 yılında İngiltere’nin desteğiyle kurulan İsrail devletinden çok daha önce başlamıştır.
Savaş sadece sınırlarımızın dışında değil, asıl olarak sınırlarımızın içinde sürüyor. Bu, Türk milleti için en tehlikeli ve en çetin savaştır. Savaş alanı Türkiye’mizin dört bir yanına yayılmış durumda; iktisadi, askeri, sosyal ve siyasi tüm alanları kapsamaktadır.
Türkiye’nin ana damarlarından kılcal damarlarına kadar her yere sızmış düşman unsurlar, çok ustaca kamufle edilmiştir.
Esas görevleri, Türkiye’nin milli ve manevi değerlerini yok etmektir.
Bin yıldır zirvede taşıdığımız Turan-Türk-İslam ruhunu yok ederek; bizi millilikten, dinden, ahlaktan uzak; putperest, maneviyatsız ve yoz bir topluma dönüştürmeyi hedeflemektedirler.
Amaçları; geçmişine, tarihine, dinine, Peygamberine değil; şahıslara, heykellere ve bunlara bağlı ideolojilere tapan bir “mankurt sürüsü” oluşturmaktır.
Bu zihniyeti yönlendirmek ise çok kolaydır.
Nasıl ki Avrupa halklarını Hristiyanlıktan, milli değerlerinden ve geleneksel ahlaktan koparıp; kiliseleri masonluk, satanizm ve ahlaksızlık yuvasına dönüştürdülerse, şimdi aynı planı bizim üzerimizde uygulamaya çalışıyorlar.
Bugün bize “örnek” gösterilen Batı kültürü aslında budur:
Ahlaksızlığın, maneviyatsızlığın, satanizmin küresel hâkimiyet kurmasıdır hedefleri.
Ve ne yazık ki Türkiye'de bunların sayısı az değildir. Üstelik çok organize ve sistemli bir şekilde çalışmaktadırlar.
Tam da Ortadoğu'nun alev alev yandığı, Filistin'in siyonist bir terör devleti tarafından yok edilmeye çalışıldığı ve Türkiye'nin dört bir yandan kuşatıldığı bir dönemde; “Leman” adlı Türkiye düşmanı bir dergide, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’e (sav) yönelik hakaret içeren bir karikatür yayımlanması, kime ve neye hizmet etmektedir?
Bu şahsiyetsizler, toplumun buna nasıl bir tepki vereceğini bilmiyor muydu?
Elbette biliyorlardı, ama kasıtlı yaptılar.
Amaçları: Türkiye’yi içeriden karıştırmak, toplumu birbirine düşürmek, sonra da dünyaya “Türkiye’de özgürlük yok” propagandası yaptırmaktır.
Evet, Türkiye’de bu tür yaratıklara özgürlük olmamalıdır.
Aksine, hepsi tek tek teşhir edilmelidir.
1492’den beri içimize sızan ve 1923’ten sonra Avrupa'nın dört bir yanından getirilerek önemli mevkilerde görevlendirilen siyonizm uşakları deşifre edilmelidir.
Bu çok ağır bir savaştır. Eğer bu Türk düşmanları ortaya çıkarılmazsa, bu savaş bir yüzyıl daha sürer.
Artık anlamalıyız ki, Türk’ün düşmanı ne Kürt’tür ne Arap’tır ne de diğer kardeş halklardır.
Onlar bin yıldır Türk’le omuz omuza mücadele eden kardeşlerimizdir.
Bizim esas düşmanımız; bizi birbirimize düşman etmeye çalışan siyonist zihniyet ve ona hizmet eden haysiyetsizlerdir.
Bu zihniyetin köleleştirdiği, tüm insanlığa nefretle bakan hastalıklı yapıları ortadan kaldırmak, bizim için tarihi bir görevdir.
FETÖ, PKK, ASALA, DHKP-C, El Kaide gibi yapılar bu zihniyetin ürünleridir.
#Abil Babaoğlu
#Barinajans #Hasan Barın #Manavgat #Doping #Maximin #Doping #PolisMutsuz #NihatGenç #Baklava #Fransızca #Rüşvet #Siyonizm İnsanlık Katilidir #Kamu Çerçeve Protokolü #4 Temmuz #Ruhu #Tunç Soyer #Şiyar Güneş #Yanacak #Mekanı #Fransızca #Nihat Genç #PolisMutsuz #Adil #İsmail