Çevremizde sıkça şahit oluyoruz. Aile büyükleri rahmet-i rahmana kavuştuktan sonra geride kalanlar arasında bir miras kavgasıdır başlıyor.
Kazanma sürecinde pek bir katkılarının olmadığı mal, mülk, para, uğruna birbirlerini yiyorlar.
Üç kuruşluk miras için kalıcı öfke ve kin başlıyor. İnsanlar, akrabalar, kardeşler birbirinden soğuyor, uzaklaşıyor.
Samimiyet yerini menfaate, mal, mülk hırsına bırakıyor. Gözler, gönüller başka türlü bakıyor.
Birlik, beraberlik olması gerekirken aradaki mesafeler kapatılamayacak kadar açılıyor.
“Çok kimseler, mirasçıları kavga etsinler diye mal toplar.” demiş Hazreti Ali. Paylaşmanın, birlikte olmanın, hayatı birlikte yaşamanın tadı her geçen gün unutuluyor.
Birlikte atan sineler teker teker yabancılaşıyor, birbirini tanımaz oluyor!..
Böyle mi olmalıydı?
Her ne olursa olsun aileler bir arada kalmalı, darlık gününde de bolluk gününde de paylaşmayı, yardımlaşmayı, dayanışmayı öncelemeliydi.
Ama şimdi öyle mi?
İnsanlar arasındaki ilişkinin seyrini belirleyen, menfaatleri oldu nedense.
“Bunun bana ne faydası olur ki!” diye düşünür olduk yeni birini tanıdığımızda.
Eğer birisinden fayda elde edeceğimize dair bir kanaat oluşturamaz isek, bırakın tanımayı, görmeye dahi tahammül edemiyoruz.
Hayatımızdan söküp atmak istiyoruz.
Faydasız ilimden Allah’a sığınmamız gerekirken, faydasız olduğunu düşündüğümüz eş dosttan uzaklaşmaya çalışıyoruz.
Hâlbuki; “Veren el alan elden üstündür.” inancını savunduğumuzu zannediyorduk.
Ne zaman “alan el” olmaya başladık?
İhtiyacımız olmasa dahi almayı, daha fazlasını almayı düşünür olduk.
Ağabey kardeşe, amca yeğene, teyze dayıya…
Herkes küs, herkes dargın neredeyse…
Bir an önce silkelenmeli ve kendimize gelmeli, rızkın esas sahibini hatırlamalı; mala mülke değil de O’na dayanmalıyız.
Rızkı verenin Hüda olduğunu bilmeli, Hüda’ya yaraşır kul olmaya gayret etmeliyiz.
“İnsan için ancak çalışmasının karşılığı vardır!”(Necm Suresi, 39) düsturunu hiçbir zaman hatırımızdan çıkarmamalı, çalışmalı, elimizden geldiği kadar çalışmalıyız.
Üç kuruşluk dünya menfaati için sıla-i rahimden, birbirimizden vazgeçmemeliyiz.
Küskünlüğe, dargınlığa ve kırgınlığa son vermeliyiz.
Yarınımızı kaygı etmek yerine bugün birlik beraberliğimizin derdine düşmeliyiz.
Birbirimizden uzaklaşmamalı, saflarımızı sık, bağlarımızı güçlü tutmalıyız.
Bir olmalı, iri olmalı, diri olmalıyız.
Ayrılıkta azap, birlikte rahmet olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz.
Sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler dileklerimle.
Alpaslan Demir
İstanbul-09.05.2025
#Google #Barinajans
#Coca-Cola #LinetYalnızDeğildir #Vahdettin #iphone 16 #19 Mayıs #UzakŞehir #İzmir #Muslera #Bayramda2024KPssEkAtama #Fenerbahçe #THE REAL ONE #Azerbaycan #Ey Türk #Gençler Hapiste Çürümesin #Hande Yener #Yahudi #Şalom #Gündoğdu #Milli Mücadele #Bitcoin #İzmir #Netanyahu