Bu dünyada bazı milletler vardır; aralarında mesafeler, sınırlar, hatta diller bile olsa, gönülleri birbirine kenetlenmiştir. Yahudiler mesela… Birbirlerini hiç tanımasalar dahi, karşılaştıkları ilk anda destek olurlar. Yardım ederken bile “Sen de bir gün birine yardım et” derler; iyilik bir zincir olur, halkadan halkaya geçer.

Peki bizde ne var?

Kardeş kardeşe küskün… Komşu, komşunun kapısını bilmez… Esnaf, yan dükkândaki meslektaşını rakip sanır… Millet, kendi markasını hor görür; yabancının malına servet döker. Sonra da kalkar, “iktidarı cezalandırıyorum” der. Hayır! Bu, bir siyasi tercih değil, açık bir bilinç çöküşüdür. Yerli malına destek vermek, hükümete değil; milletin özüne, devletin ruhuna, geleceğin omurgasına sahip çıkmaktır.

Ama biz bunu anlamak istemiyoruz. Bugün Türkiye'de restoranından fabrikasına kadar her yer siyasi kamplara ayrılmış durumda. En trajik olanı da şu: Görünürde karşıt gibi duran bazı muhaliflerle bazı iktidar yanlısı aslında aynı kafadalar. Farklı renklerle aynı sahte modernliğe tapıyorlar. Yabancı markalara hayranlıklarını “çağdaşlık” diye pazarlıyorlar. Oysa bu olsa olsa kendini inkârın ta kendisidir. Kendi toprağını, kendi insanını küçümsemek; ilericilik değil, bilinçli bir gericiliktir!

Yeni nesil ne yazık ki üretmekten çok tüketmeye hevesli. Çalışmadan zengin olmanın hayalini kuran, lüksü bir yaşam standardı sanan bir gençlik yetişiyor. Bazılarına soruyorum: “Neden çalışmıyorsun, anne baban bir gün olmayınca ne yapacaksın?” Cevap içler acısı: “Babadan kalan mirası satar, bankadan faizle geçinirim.” Zihne kazınmış bir kolaycılık, bir "tepecilik" düzeni. Ama bu sistemin sonu uçurumdur. Bir sabah bankalar batarsa, ortada ne miras kalır ne faiz.

Bunları söylediğinizde hemen sizi bir partiye, bir kutba yapıştırırlar. “Asgari ücretle çalışmam” diyor bir üniversite mezunu. Oysa Cinde üniversite mezunları ilk yıllarda ağır işlerde çalışır, gerçek emeği öğrenmeden statü kazanamazlar. “İşin ağırlığını sırtında taşıyan değerlidir” derlerdi. Sonra mühendis, doktor, öğretmen olurlar. Ama hayatın yükünü tanımış, üretmenin ne olduğunu öğrenmiş insanlar…

O yüzdende bugün bir kurşun atmadan dünyayı neredeyse ekonomik olarak işgal eden Çin, bu noktaya gece gündüz demeden çalışarak, emeği kutsayarak, kendi üreticisine değer vererek geldi.

Biz ne yaptık?

Kendimizi Batı’nın aynasında ararken, kendi benliğimizi unuttuk. Kendi üretimimizi hor gördük. Kendi insanımızı değersizleştirdik. Bugün gençlerin bir kısmı, Batılı biriyle evlenmeyi “ilericilik”, kendi milletine sevdalanmayı ise “gerilik” olarak görüyor. Sosyal medyada gösteriş için paylaştıkları evlilikler, aslında bir milletin benliğini satışı… Dedelerimiz bu toprakları bu zihniyet için mi korudu? Sınırda şehit düşen Mehmetçikler, bu ahlaki çöküşe göz yummak için mi can veriyor?

Artık silkelenme zamanı geldi. Bu topraklarda doğan her birey, önce kendine, sonra milletine karşı sorumludur. Yerli olana düşmanlık değil; sadakat borcumuz vardır. Çalışmadan harcamak değil; üretmek boynumuzun borcudur. Başkasının hayatına özenmek değil; kendi değerlerimizle gururlanmak zorundayız.

Evet, Batı’nın teknolojisini alalım. Bilimde yarışalım. Ama kültürünü sorgulamadan taklit etmekten artık vazgeçelim! Çünkü bizim bin yıllık bir mayamız var. O maya ki Çanakkale’de, Sakarya’da, Karabağ’da yoğruldu. O maya ki her milletten evvel kardeşliğe, inanca, çalışmaya ve kadere inandı. Yeter ki biz onu yeniden yoğuracak iradeyi bulalım.

Yeni nesli tembelliğe değil, çalışkanlığa; gösterişe değil, samimiyete; yabancıya değil, kendi milletine güvene teşvik edelim. Vatan sevgisi bir süs değil, bir yaşam biçimi olmalı. Şimdi susan değil, konuşan; geri duran değil, çalışan; bölünen değil, birleşen olma zamanıdır.

Unutma kardeşim: Biz bu dünyaya sadece kahve içmek, marka çanta taşımak, sosyal medyada poz vermek için gelmedik. Elbet bunlar da hayatın parçası, ama senin özendiğin Batılı yılda bir yapar bunu, sen ise her gün taklit ediyorsun.

Biz bu dünyaya kurbanlık kuzu gibi yaşamak için değil, ardımızda kutlu izler bırakmak için geldik.

Bu vatan, ancak biz sahip çıkarsak bizimdir.

 


“Modern Kölelik: Tüketerek Yok Olan Toplum”

.

NİGAR ÖGEDAY

24.05.2025 20:05:00

Traktör Şazi'nin maçları TRT'de yayınlansın mı?


Evet 195 Kişi
% 98,48
Hayır 3 Kişi
% 1,51

Victor Osimhen İstanbul’da! Galatasaray’da Tarihi Transfer Gerçekleşiyor

Fenerbahçe, Dünya Yıldızı Asensio Transferinde Mutlu Sona Çok yakın

Beşiktaş, Kyle Walker-Peters Transferini Resmen Açıkladı

Fenerbahçe, Archie Brown transferinde mutlu sona yakın

Şampiyonluk Gölgelendi: Traktör’den İran Devlet Televizyonu’na Sert Tepki!

Tebriz’de 200 Bin Kişilik Kimlik Ayaklanması: “Yaşasın Azerbaycan!” Sloganlarıyla Rejime ve Sansüre Meydan Okundu

Şampiyonluğu Kazanan Bir Halk: Kupadan Çok Korktukları Kimlikti!

Busenaz Sürmeneli üst üste 3. defa Dünya Şampiyonu oldu!

Cihan FULSER'in haberi-Hande Baladın gelecek sezon Fenerbahçe'de. Zehra Güneş'in transferinde detaylar kaldı.

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 36 30 1 5 60 95
2.Fenerbahçe 36 26 4 6 51 84
3.Samsunspor 36 19 10 7 14 64
4.Beşiktaş 36 17 8 11 23 62
5.İstanbul Başakşehir 36 16 14 6 4 54
6.Eyüpspor 36 15 13 8 5 53
7.Trabzonspor 36 13 11 12 13 51
8.Göztepe 36 13 12 11 9 50
9.Rizespor 36 15 17 4 -6 49
10.Kasımpaşa 36 11 11 14 -1 47
11.Konyaspor 36 13 16 7 -5 46
12.Alanyaspor 36 12 15 9 -7 45
13.Kayserispor 36 11 13 12 -12 45
14.Gazişehir Gaziantep 36 12 15 9 -5 45
15.Antalyaspor 36 12 16 8 -25 44
16.Bodrum FK 36 9 17 10 -17 37
17.Sivasspor 36 9 19 8 -16 35
18.Hatayspor 36 6 22 8 -27 26
19.Adana Demirspor 36 3 28 5 -58 2

YAZARLAR