Abbâsî tarihinin kalbinde, özellikle Hicrî 2. yüzyılın sonlarına doğru, İslâm tarihinin en önemli dönemlerinden birinin şekillenmesinde büyük etkisi olan Türkmen asıllı bir kadın ortaya çıktı.
O, meşhur Abbâsî halifesi Mu‘tasım Billâh’ın annesi Mâride Hatun'dur.
Mâride Hatun, sanıldığı gibi sıradan bir cariye değil, yüksek konumlu bir Türkmen hanımefendisiydi. Zekâsı ve bilgeliğiyle tanınır, Abbâsî sarayına girmiş ve Abbâsîlerin en büyük halifelerinden birinin annesi olmuştur. Oğlu Mu‘tasım, gücünü babası Hârun Reşîd'den, feraset ve kararlılığını ise annesinden almıştır.
Mu‘tasım Billâh (tam adıyla Muhammed bin Hârun Reşîd), H. 180 yılında doğmuş ve Hârun Reşîd’in sekizinci oğlu olmuştur. En çok annesi Mâride Hatun’a yakınlığıyla bilinirdi. Annesi güzelliği ve yöneticilik kabiliyetiyle sarayda saygı görüyordu.
Mu‘tasım, H. 218 yılında halife olduğunda, Abbâsî Devleti için yeni bir başkent kurmaya karar verdi. Bu başkent, hem siyasi karışıklıklardan uzak olacak hem de yeni ordu düzeni için merkez işlevi görecekti.
İşte bu vizyonla Serrümenra adlı şehri kurdu. Bu şehir daha sonra Sâmerrâ olarak anılmaya başlandı. Mu‘tasım burada Türkmenleri kendisine yaklaştırdı, onları ordu ve yönetim yapısına dahil etti. Bu yaklaşımın arka planında, annesinin Türkmen kökeni ve bu kültürle olan bağı etkiliydi.
Zamanla Sâmerrâ, saraylar, âlimler, kışlalar ve askerî yapılarla dolu "altın rüya şehri"ne dönüştü. Türkmen askerler aileleriyle birlikte buraya yerleştirildi ve şehrin Türkmen kimliği güçlendi. Bu kimlik etkisi, bugün bile Sâmerrâ halkının büyük kısmının Türkmen kökenli olmasıyla hissedilmektedir. Bu insanlar, o Abbâsî dönemine dayanan köklere sahiptir.
Dolayısıyla, Mâride Hatun sadece bir tarihî isim değil; Araplar ile Türkmenler arasında köprü kuran kültürel bir şahsiyettir. Oğlu üzerinde ve onun kurduğu şehirde büyük izler bırakmıştır. Bu da onu büyük bir milletin ve dönemin unutulmaz kadın figürlerinden biri yapmaktadır.
Taberî (Târîhu’r-Rusûl ve’l-Mülûk) – Halifelerin ve annelerinin soylarına dair güvenilir kaynaklardan biridir. Mâride’nin Şebîb’in kızı ve Türkmen/Sogd kökenli olduğunu belirtir.
Mes‘ûdî (Mürûcü’z-Zeheb) – Mâride’nin Türkmen asıllı olduğuna dair en eski vurgulardan birini yapar ve halife ailesi içindeki statüsünü öne çıkarır.
Hugh Kennedy – When Baghdad Ruled the Muslim World
Mu‘tasım’ın Türkmenlere dayalı ordu yapılanmasını ele alır. Annesinin kökeniyle ilgili az bilgi olsa da, karma kökenli bir profil ortaya koyar.
Vikipedi – Abbâsî Sâmerrâ'sı
Mu‘tasım’ın 836 yılında (H. 221) Sâmerrâ’yı kurduğunu, şehrin askerî merkez olarak işlev gördüğünü ve Türkmen askerlerin yerleştirildiğini aktarır.
el-Maârif İslâmî Araştırmalar Kurumu
Başkentin taşınma gerekçelerini, şehir planını, askerî ve nüfus yapısını detaylı biçimde ele alır.
Hugh Kennedy (2004/2006)
Sâmerrâ’nın Abbâsî başkenti olarak tarihini ve Mu‘tasım döneminde etkin bir Türkmen yerleşimi oluştuğunu vurgular.
Ebû Ca‘fer et-Taberî (839–923) – İslâm tarih yazıcılığının öncüsü, Mâride hakkında bilgi verir.
Mes‘ûdî (ö. 956) – Mürûcü’z-Zeheb adlı ansiklopedik eserinde halifelerin soylarıyla
Evet 262 Kişi
Hayır 8 Kişi