'
VELİD EBUZZİYA
Osmanlı gazeteci ve yazar olan Tevfik Ebüzziya'nın oğlu olan Velid Ebüzziya ilk ve orta okulu İstanbul'da okudu.
OSMANLI'DA MÜCADELESİ
Velid Ebüzziya, Sırasıyla Mekteb-i Sultani ve Saint Benoit Fransız Okulu'nu bitirdi. Fransa'ya giderek Paris'te Hukuk Fakültesi'nde ve Siyasal Bilimler Fakültesi'nde ihtisas yaptı (Kasım 1910).
Kendi gayretiyle Arapça, Farsça ve Almanca öğrendi.
Velid Ebüzziya, İstanbul'a döndükten sonra Tasvir-i Efkâr'da gazeteciliğe başladı ve babasının ölümünden sonra da Başyazar oldu.
İngilizler'in, Mütareke şartlarını çiğneyip İstanbul'u resmen işgal etmeleri ve Şehzadebaşı Karakolu'nda uyumakta olan silâhsız askerleri yataklarında süngüleyerek şehid etmeleri üzerine
(16 Mart 1920) kanlar akan naaşlarının resimlerini çeken Velid Bey, bunları çoğaltıp gizlice Anadolu'ya göndererek halkı galeyana getirmeye çalıştı.
İngilizler Velid Bey'i tutuklayıp Malta adasına sürgün etmişlerdir (23 Mart 1920). Bir yıl kadar sonra Malta sürgünleri arasında bulunan gazeteciler serbest bırakılınca Velid Bey de İstanbul'a döndü.
MİLLİ MÜCADELEDEKİ TAVIRLARI
1921'de Milli Mücadele'yi destekleyen Tevhid-i Efkâr'ı çıkardı ancak gazetedeki yazıları sebebiyle İstiklâl Mahkemeleri'nde yargılandı ve beraat etti.
Tevhîd-i Efkâr bir taraftan Millî Mücadele hareketinin yayın organı haline gelirken diğer taraftan Velid Bey'in matbaasında kurduğu "Mim Mim grubu" yer altı teşkilâtı ile, işgal kuvvetlerinin Türk ordusundan toplayarak depolara doldurduğu silâh ve mühimmatı alıp Anadolu'ya kaçırmaya başladı.
Bu hizmetine karşılık kendisine Erkân-ı Harbiyye Reisi Fevzi Çakmak imzasıyla istiklâl madalyası verildi (22 Nisan 1922).
Zaferden sonra Mudanya Mütarekesi'ne katılan tek gazeteci Velid Bey olduğu gibi Lozan barış müzakerelerinde de bulunarak gazetesine günü gününe gönderdiği yazılarla, Anadolu ve İstanbul'la ilgili Lozan'da oynanmak istenen oyunlar ve Türk delegelerinin çetin mücadelesi hakkında bilgi verdi.

CUMHURİYET'LE MÜCADELELERİ
O zamana kadar Anadolu hükümetiyle birlikte çalışmış olan Velid Bey, hiçbir hazırlık yapılmadan birdenbire cumhuriyet ilân edilmesinin yanlış bir hareket olduğuna dair şiddetli tenkit yazıları yazdı.
Özellikle hilâfetin kaldırılmasının büyük bir hata olduğunu ve bu hatanın Türkiye'yi bütün İslâm âleminin mânen hâkimi durumundan çıkaracağını, o yıllarda hemen hepsi Batı devletlerinin müstemlekesi olan İslâm devletlerini siyaset âleminde tamamen başsız ve hâmisiz bırakacağını, bunun da Türkiye'yi büyük devletlikten çıkarıp sıradan küçük bir devlet haline düşüreceğini ısrarla belirten makaleler yayımlaması Ankara hükümetini rahatsız etti.
Yine bu sırada alfabenin değiştirilmesi hakkında ileri sürülen fikirler aleyhinde neşriyat yapması bardağı taşıran son damla oldu.
Bu esnada gazetede Ağa Han'ın hilâfet hakkında yazdığı bir makalesi yüzünden (24 Kasım 1922) Velid Bey "hıyânet-i vataniyye" ithamı ile tutuklandı ve İstanbul'a gönderilen özel bir İstiklâl Mahkemesi heyetine teslim edildi
(9 Aralık 1923). Ancak vatana yaptığı hizmetler sebebiyle, ayrıca İstiklâl madalyası sahibi olduğu için mahkeme sonunda beraat etti.
Velid Bey'in, hükümetin yanlış bulduğu icraatını şiddetli makalelerle tenkide devam etmesi üzerine, o sıralarda doğuda patlak veren Şeyh Said isyanı dolayısıyla (11 Şubat 1925) çıkarılan Takrîr-i Sükûn Kanunu ile (4 Mart 1925) Tevhîd-i Efkâr kapatıldı. Kendisi de Şeyh Said isyanına sebep olmakla suçlanarak tutuklandı ve Diyarbakır'da bulunan İstiklâl Mahkemesi'ne gönderildi (12 Mart 1925).
Atatürk'e karşı suikast teşebbüsü ortaya çıkarılınca (15 Haziran 1926) hükümetin muhalif olarak tesbit ettiği tanınmış kimselerle beraber Velid Bey de tutuklanarak Ankara İstiklâl Mahkemesi'ne gönderildi, ancak ilk sorgusundan sonra serbest bırakıldı.
Velid Bey 11 Haziran 1934'te Zaman adıyla bir gazete çıkararak tekrar gazeteciliğe başladı. Ancak burada da tek parti idaresinin ağır baskısı yüzünden dilediği gibi yazı yazamadığı için gazeteye rağbet sağlayamadı; ayrıca gazetenin iki defa kapatılması üzerine yayın hakkını devreddi (19 Nisan 1936'da).
Daha sonra yeğeni Ziyad Ebüzziya'nın
2 Mayıs 1940'ta kurduğu Tasvir-i Efkâr'da yaşamının sonuna kadar Selim Sabit adla Başyazarlık yaptı.
Velid Bey'in tekrar gazeteciliğe başlaması hükümetçe hoş karşılanmadı ve gazete daha yayımının ilk haftasında on gün tatil edildi.
II. Dünya Savaşı'nın en hareketli günlerinde hükümet çeşitli vesilelerle arka arkaya Tasvîr-i Efkâr'ı kapatmaya devam etti; nihayet gayri resmî olarak, "Velid Bey yazı yazmaktan vazgeçmezse gazete tamamen kapatılacaktır" tehdidi üzerine gazeteye yazı yazmaktan vazgeçti.
ESERLERİ:
İğne (Conan Doyle'den trc., 1910),
Şarlok Holmes’in Maceraları (Conan Doyle'den trc., 1912),
Kuyruklu Yıldızlar ve Halley (1912), Tayyarecilik (1913),
Türkiye Demiryolları Cep Atlası (1931), Fen ve Sanat Ansiklopedisi (1. ciltten sonra yarımkaldı, 1944), Firit (imzasız, tsz.).
Velid Bey 12 Ocak 1945 tarihinde öldü.
Ruhun Şad Olsun.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Derleyen:Sefer EREN
GAZZETECİ VELİD'İN YANLIŞLARA KARŞI HAKLI MÜCADELESİNİ ÖĞRENDİK. BUNUN GİBİ BİRÇOK ŞAHSİYETLER VAR. AHDE VEFA EDENLERDEN OLALIM İNŞALLAH...
Evet 243 Kişi
Hayır 8 Kişi