Türk dünyasının yeniden birbirine kavuşma hayali artık romantik bir idealden çok daha fazlası. Harita üzerinde hayal edilen çizgiler, sahada gerçek diplomasi ve ulaşım koridorlarına dönüşüyor. Bu çerçevede “Zengezur Koridoru” sadece Türkiye ile Azerbaycan’ı birbirine bağlayacak bir demiryolu hattı ya da kara yolu değil; aynı zamanda Güney Azerbaycan Türklerinin geleceğine açılan stratejik bir kapıdır.

Zengezur bölgesi, bugün Haystan (yani Ermenistan) sınırları içinde görünse de, tarihsel olarak Azerbaycan Türklerinin ata yurdudur. Bu koridorun açılmasıyla sadece Nahçıvan ve Azerbaycan Cumhuriyeti arasında fiziki bir hat oluşmayacak, aynı zamanda Türk dünyasının kalbi olan Güney Azerbaycan’a komşu bir jeopolitik alan doğacaktır.
Unutmayalım ki Zengezur’un 600 kilometrelik etki alanı içinde İran'ın Azerbaycan Türklerinin yaşadığı vilayetleri, Doğu Anadolu, Nahçıvan ve Azerbaycan’ın batısı yer alıyor. Başka bir deyişle, bu koridor, İran sınırları içindeki yaklaşık 40 milyon Güney Azerbaycan Türkü’nün tam yanı başında uzanıyor.
İran rejimi, bu koridora karşı çıkarken bunu “jeopolitik hassasiyet” ya da “Ermenistan’ın toprak bütünlüğü” bahanesiyle açıklıyor. Oysa esas korku, Türk dünyasının birleşmesi değil; Güney Azerbaycan’daki milli uyanışın hız kazanmasıdır.
Koridorun varlığı, Güney Azerbaycanlılara hem psikolojik bir umut, hem de fiziki bir yakınlık kazandıracaktır. İran rejimi de bunu çok iyi biliyor. Bu yüzden her platformda Zengezur projesini sabote etmeye çalışıyor, hatta Ermenistan’la olan ilişkilerini bu uğurda derinleştiriyor.
Türk Devletleri Teşkilatı'nın haritasını elinize aldığınızda, Türkiye ile Türkistan coğrafyasının arasında tek bir doğal köprü olduğunu görürsünüz: Güney Azerbaycan. Bu yüzden Zengezur Koridoru’nun Türk dünyasına entegrasyonu, Güney Azerbaycan’ı göz ardı ederek tamamlanamaz.
Koridorun açılmasıyla birlikte sadece mallar değil, fikirler, kimlikler, milli bilinç de taşınacaktır. Güney Azerbaycan’da yıllardır bastırılmaya çalışılan Türklük şuuru, bu koridorun açılmasıyla yeni bir enerjiye kavuşabilir.

Bugün için koridor bir “yakınlık” meselesiyken, yarının bağımsız Güney Azerbaycan’ı için bu proje, hayati bir ekonomik ve lojistik damar hâline gelecektir. Zengezur Koridoru, Güney Azerbaycan’ın dünyaya açılan ilk serbest ticaret, enerji ve ulaşım hattı olma potansiyeline sahiptir. Özellikle Türkiye ve Orta Asya ile doğrudan bağlantı kurmak, yeni devletin dışa bağımlılığını azaltacağı gibi, bölgesel gücünü de artıracaktır.
Bu nedenle, Zengezur’un kaderi yalnızca bugünün Azerbaycan’ı için değil, yarının bağımsız Güney Azerbaycan Cumhuriyeti için de yaşamsal önemdedir.
Bugün Güney Azerbaycan, kendi kaderini tayin hakkından yoksun bırakılmış, dili, kültürü ve kimliği sistematik şekilde yok sayılan bir halkın adıdır. Zengezur Koridoru, bu halkın dış dünya ile temas kurabileceği stratejik bir soluk borusu olacaktır.
Bu nedenle koridorun inşasına sadece Ankara’dan, Bakü’den ya da Nahçıvan’dan değil; Tebriz’den, Erdebil’den, Urmiye’den de bakmak gerekir.
Zengezur Koridoru yalnızca bir yol değildir. Bu, tarihin Türk milletine sunduğu bir stratejik fırsattır. Eğer bu fırsat doğru değerlendirilirse, sadece Türk dünyası değil, Güney Azerbaycan’ın da kaderi değişecektir.
Bugün Türk aydınlarının, medya organlarının, sivil toplumunun bu konuyu gündemde tutması şarttır. Çünkü Zengezur’dan açılacak her kilometre, Güney Azerbaycan Türklerine biraz daha nefes, biraz daha umut, biraz daha özgürlük taşıyacaktır.
Ve unutmayalım: Güney Azerbaycan bizimdir, yol da bizimdir.
Evet 247 Kişi
Hayır 8 Kişi