Bu şehirde birilerinin artık bazı şeylere dur demesinin vakti gelmedi mi?
Zamanı değil midir? 
Bu hesapsız ve hovarda yaşamaların hesabının sorulmasının…
Bırakın artık; tek gezerem, dik gezerem modunda yaşamayı. 
Veya kimselere sitem etmeden; üç kuruş olsun, sadece benim olsun mantığına çözüm aramayı.
Ya da; Rabbena hep bana mantığında yaşamayı.
Hatta ve hatta ortak çalışmaktansa ısırgan otuyla taharet alırım modunda olmayı… 
Basamak maddesi çok aslında ama asıl sıkıntı olan, bir zamanların hemen her şeyde merkez konumunda ki bu şehrin, özellikle de ekonomi ve kültür açısından bu denli yozlaşmasının sebebini araştırmanın zamanı gelmedi mi sizce? 
Mesela iki tane üniversitemiz var.
Birbirinden kıymetli akademisyenlerimiz, uzmanlarımız ve hatta mikrofonu önünde görünce hatip kesilen ve susmak nedir bilmeyen birilerimiz var…   
Dünya çapında tanınırlığı ispat edilmiş maneviyat ehli hocalarımız, âlimlerimiz var. 
Çokbilmiş ekâbirlerimizin sayısı ise gırla gidiyor ama gel gör ki şehrin durumu ortada. Hangi sektöre el atarsanız atın muhakkak ama muhakkak aramızda bir tane o işin uzmanı olan ama hiç bir şeyden de anlamayan birilerinin varlığını hep hissederiz.
İşin kötü tarafı ise bunların büyük bir çoğunluğunu da kendi ellerimizle tutup STK larımızın başında oturtmuşuz.
Haliyle de, şehrin bu günkü durumunu; “aslında iç güveyisinden hallice” diyerek işaret etsek, yerinde olur diye düşünüyorum.  
Öyle ya nasıl olsa bizde; aç gezerem, tik gezerem modunda olan çok var…
Komşularımızın durumunu görmeyenler bu elimizdekilere rahmet okur. 
Bir Maraş’ı, Antep’i ve Kayseri’yi görmeyenler, bilmeyenler ve hatta idrak edemeyenler aramızda bizlere yol göster olmuş iyi mi!
E nedim oğul Allah… 
Umudum odur ki; elbet birileri çıkar ve latifeden de olsa rahmetli Naim Amcamın ifade buyurduğu gibi şu sayfayı çevirir.