Öncelikle şunu belirtelim;
Kurtuluş Savaşı'nda, Azerbaycan, Türk ve bazı Müslüman ülkelerden de yardımlar gelmiştir.
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda, ordunun özellikle silah ihtiyacını karşılamak için Lenin’den yardım ister.
39.000 tüfek,
327 makineli tüfek,
54 top,
63 milyon fişek,
147.000 top mermisi,
2 avcı botu.
Ayrıca silah haricinde:
Doğu sınırlarından eski Rus ordusunun bıraktığı askerî malzemeler,
Ankara’da iki barut fabrikasının kurulmasına yardım,
Fişek fabrikası için gerekli teçhizat ve hammadde sağlama,
200 kilo külçe altın,
100.000 altın Ruble (kimsesiz gazi çocukları için yetimhane kurulması amacıyla),
20.000 lira (basımevi ve sinema teçhizatı alımı için),
10 milyon altın Ruble
nakdî yardım da gelmiştir.
Anadolu’da, vatanı işgal eden Fransızlar ve İtalyanlar’dan ele geçirdiğimiz, onlar tarafından bırakılan silahlar...
TBMM kurulduktan sonra ise Almanya’dan silahlar aldık.
Anadolu’dan, İstanbul ve işgal edilmemiş bölgelerden binbir zahmetle cephe bölgesine taşıdığımız silahlar da yabancı yapımıydı.
Düşünebiliyor musunuz? Düşmana, başka bir tabirle yabancıya nişan aldığınız tüfek de, attığı mermi de yabancı.
Büyük Taarruz “sabah namazını müteakip yoğun top atışıyla uyuyan düşman şaşkına döndü” diye anlatılmaya başlanır.
İşte bu, Büyük Taarruz’da Yunan Ordusu'na ilk büyük darbeyi vuran toplar da büyük olasılıkla Rus malı.
O zamanlar aldığımız, birkaç sene önce savaştığımız ülkelerden silahlarla kazandığımızı itiraf etmekten ar duyduğumuzdan olsa gerek, bunları tarih kitaplarına yazmamışız.
Hatta hatta, Şerife Bacı’nın kahramanlık hikayelerine konu olan taşıdığı top da büyük olasılıkla Ruslar’dan ve Ermeniler’den ele geçenlerden.
Gel Kıbrıs Harekâtı’na...
Allah rahmet eylesin, eksik silah ve teçhizat konusundaki yokluğumuzun imdadına ise Kaddafi yetişiyor.
Bunları yazarken bile ister istemez haya duydum.
Ama araştırın; durum maalesef bu.
Buna rağmen;
Birçok kişiyi tenzih ederek yazıyorum:
Hepimiz de, hemen hemen hepsi tamamı düşman silahları ile ele geçmiş bayrağımızın sallandığı topraklardaki evlerinde, koltuklarında rahatça, huzur içinde oturup mallarına mal eklemeyi hesap etmeye utanmıyorlar da...
Daha bitmedi;
Uçağı, SİHA’yı veririm; gece görüşünü, çipini, teknolojisini vermem.
Hava savunma sistemine ihtiyacın var, biliyorum ama Patriot’ları vermem.
Uyduyu yaparım da, benim ülkem üzerinden geçerken yüzeyin 10 metre üstünü göremezsin denmesinden...
Bozuk İHA’lar verip, tamir için gönderdiğimizde geri teslim edilmemesinden utanmıyorlar da...
(Daha ne örnekler yazarım.)
Bunlardan da utanmıyorlar da...
Kaza, intihar süsü verilerek; ne akademisyenler, ne bıyığı bile terlememiş mühendisler şehit vererek her şeyi üretmişiz, silah alan değil satan konuma gelmişiz.
Hal böyleyken, bazıları;
Uçağa kalorifer peteği, gözlerimle gördüğüm; üzerinde tankların, helikopterlerin, koca uçak gemisine "kâğıttan" diyerek, hakkı hakkına vermeye utanıyorlar!
Bir de en ifrit olduğum söz:
Neymiş, damat (Hakan Bayraktar) yapmışmış!
Yalan!
Zahmet eder de elindeki telefona nakarat bakarsan, sadece silahları yapan Sayın Bayraktar Grubu değildir.
Ama diyelim ki öyle;
Allah bir defa değil, bin defa razı olsun!
Yukarıda yazdım. Kurtuluş Savaşı’nda kazandığımız topraktaki, evdeki koltukta kıçını devirip de oturduğun evi kazandığımız silahları...
Şu an kullandığın çamaşır, bulaşık makinesi; ağzını ayırıp da baktığın televizyonu, burnunun ucunu görmek için açtığın elektriği kim yapmış?
Eben mi?
Ebenin ebesi mi?
Bunları konuşanların empati yeteneğine güvenmemem de, gene de şu örneği vermeden edemeyeceğim:
Eli silahlı beş kişi sizi yok etmek için karşınızda duruyor; kendinizi korumak için silaha ihtiyacınız var. Düşman olduğunuz, sevmediğiniz bir insan size bir değil, on silah veriyor!
Peki, silah veren insan o dakikadan sonra artık düşmanınız veya sevmediğiniz kişi midir?
Bu örneği vicdanıyla düşünen de bir şey değişir mi?
Hiç sanmam!
Çünkü hep söylediğim gibi:
İnsanlar bir gördüğüne, iki işine yaradığına inanır.
Bu yazıdaki gerçekler sabit. Mantıklı, denizi ayak uçlarının değdiği yerden ibaret sayan kişilerin işine yaramaz.
Şu an fragmanını gösterdiğimiz işine silah teknolojimiz, işine yarayanı görmek, duymak için gidin Azerbaycan’a, Pakistan’a sorun!
Zarar olarak görenlerden bilgi almak içinse; Ermenistan ve Hindistan’a!
Yazıma son verirken;
Silahlar yabancı yapımı olsa da, yabancı yapımı merminin üstüne giden şehitlerimizi, gazilerimizi; millî yapım silahlarımız olsun diye uğraşırken şehit olan mühendislerimizi rahmetle anıyor, silah teknolojimizin gelişmesi için gayret gösteren Hakan Bayraktar dahil herkese en vatansever ve vicdanî duygularımla minnetlerimi iletiyorum.
Sağlık, huzur, inanmasam da empati, vicdan diliyor;
Saygılarımı sunuyorum!
#Hasan BARIN
#Barinajans BJKvSHA #Kanat #Gazi Mustafa Kemal #GazzeİçinVarım #Hulk Hogan #Beşiktaş #Orkun #Hoca #Santana #SavunmaHattı Youtubeda #Macron #FurkanaSistematikZulüm #Orkun #Hoca #Santana #Macron #Derbeklerimizi Açın #Kevin #Takım #Kasım #Macron #Filistin #AdliMahkuma UmutOlun #GazaGenocide #GazaStarving