“Unutma, hafıza sadece geçmişi hatırlamak için değil; geleceği savunmak içindir.”
Orta Doğu’da taşlar yeniden oynarken, sahneye sürülen silahlı alt aktörler yalnızca İran’ı ya da İsrail’i değil, Türkiye’yi de hedefe koymuş durumda. Bu tablo içinde en dikkat çeken gelişmelerden biri, terör örgütü PKK’nın İran kolu PJAK’ın Güney Azerbaycan Türklerine yönelik yaptığı “birlik” çağrısı. Yüzeyde kardeşlik çağrısı gibi görünse de bu girişim, bölgede yeni bir cephe açmanın ön hazırlığı olabilir mi?
PJAK’ın Hedefinde Neresi Var? Güney Azerbaycan mı, Türkiye’nin Güneydoğusu mu?
PJAK ve ona bağlı yapılar, yıllardır Güney Azerbaycan'ı, özellikle Batı Azerbaycan ilini stratejik bir “geçiş koridoru” haline getirmeye çalışıyor. İran rejiminin desteklediği Kürt iskân politikaları, tesadüfi değil; tam anlamıyla organize bir demografik müdahaledir. Bu tablo yalnızca İran’ı değil, Türkiye’nin doğrudan ulusal güvenliğini ilgilendiren bir tehdittir.
Türkiye sınırına yakın köylerde PJAK militanlarının gerçekleştirdiği saldırılar, sadece bir güvenlik sorunu değil; bölgede bir “etnik kuşatma” ve “jeopolitik izolasyon” planının ilk adımıdır. 1979 #SulduzKatliamı da bu planın tarihî bir parçasıdır.
1979 Sulduz Katliamı: Tarih Kapanmadı, Hesap Unutulmadı.
18 Nisan 1979’da, İran #KürdistanDemokratPartisi’ne bağlı gruplar tarafından Sulduz’da gerçekleştirilen ve yüzlerce Türk’ün hayatını kaybettiği katliam, hâlâ canlı bir hafızadır. PJAK’ın bugün barış ve kardeşlik söylemleriyle ortaya çıkması, bu hafızayı yok saymak anlamına geliyor. Oysa bu halk, unutmuyor.
Sivil Direniş Yükseliyor: Türk Gençliği Sahada
Güney Azerbaycan’da halk yalnızca sosyal medyada değil, sahada da organize olmaya başladı. Urmu, Hoy, Tikantepe, Sulduz gibi kentlerde gençler devlet makamlarına başvurarak ruhsatlı silah talebinde bulunuyor. Bu durum, halkın sadece kültürel değil, fiziksel varlığını da korumaya yönelik bir uyanışı gösteriyor. Türkiye için bu uyanışın desteklenmesi, sınır ötesi Türk varlığının yaşatılması anlamına geliyor.
ABD–İsrail–PJAK Üçgeni: Yeni Bir “Suriye Modeli” Tehlikesi
Washington merkezli @MEMRI düşünce kuruluşunun analizine göre, PJAK üzerinden İran’da bir “Suriye Kürdistanı” modeli inşa edilmesi gündemde. Bu senaryo, SDG üzerinden Suriye’de başarıya ulaşan yapının doğuya, Türkiye’nin doğu sınırlarına genişletilmesi anlamına geliyor. Yani mesele sadece İran içi bir tehdit değil; Türkiye’yi kuşatma hedefli bir projedir.
Sonuç: Türk Dünyası İçin Yeni Bir Direniş Hattı Kurulmalı
PJAK’ın “birlik” çağrısı, Türk dünyasını kuşatma planlarının masumlaştırılmış bir versiyonudur. Bu çağrıya verilecek yanıt, sadece Güney Azerbaycan’ın değil; Türkiye’nin, Türk dünyasının ve Anadolu’nun bekasını ilgilendiren bir stratejik meseledir.
Unutma: Türk uyuma – plan yap! Eğer sen yapmazsan, seni yok edecek planlar çoktan yapıldı bile...
#Mesud Haray
#Barinajans #Üsküdar #Zaman #Fatih Altaylı #1 Euro #İrfancan #NotWarGenocide #TürkiyedePolisOlmak #Eren #Kılıçdaroğlu #Kayyum #Savaş Değil Soykırım #Yaya #Lyon #EnBüyükEylem Grevdir #Trump #Sancho #Emeğe Saygı Şart #The Last of Us #Cumhurbaşkanı Erdoğan #Reis #BağkurPrimGünüKalksın #NATO #Akparti KademeYasaBekliyor #Lahey #Kayyum