ABD Başkanının Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, “Breitbart” yayınına verdiği röportajda, Azerbaycan’ın yakın zamanda “İbrahim Anlaşmaları”na katılabilecek ülkeler arasında yer aldığını söyledi. Ona göre, önümüzdeki birkaç ay içinde bu anlaşmaya Azerbaycan, Ermenistan, Suriye ve Lübnan da dahil olmak üzere 4 ila 6 ülke katılabilir.
Öncelikle belirtelim ki, “İbrahim Anlaşmaları”, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn, daha sonra Sudan ve Fas’ın İsrail’le diplomatik ilişkiler kurması amacıyla 2020 yılında ABD’nin aracılığıyla imzaladığı bir dizi anlaşmadır. Resmi Washington, bu yolla bölgede İsrail–Arap normalleşmesini sağlamayı hedeflemektedir.
Ancak süreç bugüne kadar ABD’nin istediği şekilde ilerlememiştir. Burada İsrail’in yaptığı hataların, attığı radikal ve sert adımların da payı az değildir. Buna rağmen, Steve Witkoff’un sözlerinden şu çıkarımı yapmak mümkündür: Washington bu süreci daha geniş bir coğrafi düzleme yaymak niyetindedir.
Bu anlaşmalara “İbrahim” adının verilmesi tesadüf değildir. Zira İbrahim Peygamber hem İslam’ın, hem Yahudiliğin hem de Hristiyanlığın atası sayılır. Bu dinler aynı zamanda “İbrahimi dinler” olarak da adlandırılır. Verilen mesaj ise bu üç dinin halklarını ve ülkelerini birbirinden ayırmadığı, aksine ortak bir kök – İbrahim Peygamber – etrafında birleştirdiği yönündedir. Başka bir ifadeyle, Orta Doğu’daki üç büyük monoteist dinin mensubu olan ülkeler arasında barış ve iş birliği oluşturmak mümkündür.
Azerbaycan’ın konuya yaklaşımı şu aşamada merak konusudur. Resmi Bakü henüz bu konuda herhangi bir açıklama yapmamıştır. Ancak Bakü’nün dış politika ilkelerine bakarak bu meseleye nasıl yaklaşacağını önceden kestirmek mümkündür.
Şöyle ki, Azerbaycan–İsrail ilişkileri halihazırda stratejik ortaklık düzeyindedir. İkili ilişkiler; enerji, savunma sanayi, teknoloji ve diğer alanları kapsamaktadır. İsrail aynı zamanda Azerbaycan’ın en büyük silah tedarikçilerinden biridir. Yani diplomatik ilişkiler, karşılıklı ziyaretler ve üst düzey iş birliği çerçevesinde denebilir ki, iki ülke arasındaki ilişkiler “İbrahim Anlaşmaları”nın hedeflediği noktaya çoktan ulaşmıştır. Azerbaycan ABD’nin teklifini kabul edip “İbrahim Anlaşmaları”na katılsa bile, bu esasen sembolik bir karar olmaktan öteye geçmeyecektir. Yani bu anlaşma, Azerbaycan–İsrail ilişkilerine fazladan özel bir katkı sunmayacaktır.
Muhtemeldir ki Azerbaycan, “İbrahim Anlaşmaları”na temkinli, belki de mesafeli yaklaşacaktır. Zira Bakü, İsrail’le stratejik ortak olduğu kadar, Türkiye ile de müttefiktir. Bunun dışında, son zamanlarda normalleşen İran–Azerbaycan ilişkilerinin de zarar görmemesi Bakü için önemlidir. Açık bir şekilde anlaşılmaktadır ki, “İbrahim Anlaşmaları”na katılmak Tahran’da ciddi bir rahatsızlık yaratacaktır. İran, bu anlaşmayı Müslüman ülkelerin “ihanet ittifakı” olarak nitelendirmekte ve buna defalarca sert tepki göstermiştir. Doğrudur, Azerbaycan için İran’la ilişkiler hiçbir zaman “ya dost, ya düşman” ekseninde olmamıştır. Azerbaycan bu ilişkileri daha çok dengeli bir şekilde yürütmektedir. Bu durumda, “İbrahim Anlaşmaları” gibi açık şekilde anti-İran bir çerçevede yorumlanan bir mekanizmaya katılmak, Bakü’nün bu dengeyi bozması anlamına gelebilir.
Bir diğer mesele de ABD’nin Azerbaycan’ın adını bu bağlamda geçirmesidir. Yani bu, Bakü’nün kararına değil, daha çok Washington’un bölgede yeni bir oyun kurma çabasına dayanmaktadır. Aynı argümanı Ermenistan için de kullanmak mümkündür. Örneğin, resmi Erivan’ın İsrail’le diplomatik ilişkileri oldukça zayıftır. Görünüşe göre Washington, bu ülkelerin anlaşmaya katılması yönündeki haberleri dolaşıma sokarak daha çok medyada yankı uyandırmak istemektedir.
Sonuç olarak, Steve Witkoff’un açıklaması, gerçeklikten çok siyasi manipülasyona benzemektedir. Azerbaycan’ın “İbrahim Anlaşmaları”na katılma ihtimali tamamen reddedilemez; ancak bu, Bakü’den çok Washington’un senaryosu gibi görünmektedir. Resmi Bakü ise dış politikada hiçbir zaman başka ülkelerin diktesiyle hareket etmez. Aksine, kendi çıkarları doğrultusunda adım atar. Bu çıkarlar kapsamında “İbrahim Anlaşmaları” şimdilik bir öncelik değildir.
Yazar: Politolog Turan Rzayev
#Azerbaycan #İbrahim Anlaşmaları #Orta Doğu Özel Temsilcisi #Steve Witkoff #Google #Barinajans #deprem #Hissettik #afad #Erol Bilecik #Kandilli #Kontenjanİstemiyoruz #Hasan Tahsin #Mahmut Uslu #Esila Ayık #Cihan Aydın #Lozan #Putin #Nurettin Yıldız #Trump #Boğaziçi Üniversitesi #Şeriat #Kürt #Vatananın Geleceği #Kürt #DYOR #Özgür #Sayın #Ukrayna #Seninleyiz Reis #TobbStajyerveÇırağaSahipÇık #kizilcikşerbeti #Ali Koç #deprem #Eylül #GENÇFEST #Ertan Yıldız #kuşadası belediyesi #Timur #Şah İsmail #Işıl #MasumHarbiyeli OsmanUysal #TÜİK #Dilşah #Işıl #Ülkemde Siyonist İstemiyorum #Dilşah #YargıPaketiNerede #AffetTürkiyem #GazaGenocide #Geçmiş